ABD’nin bizzat BMGK’nde resmen dillendirdiklerine göre, Astana çökmüş durumda ve ateşkes teklifi reddedilince Türkiye gerçekleri gördü.
Bu cümleleri kuran, “topuklu giyiyorum çünkü BM’e İsrail karşıtı teklif getirenleri tekmelemek için” diyen Nikki Haley olmasa inanacağız. Türkiye bir tarafa, önce Rusya ve İran Astana’nın ne denli işe yaradığının farkında.
Tahran zirvesinin ardından, Ankara’nın İdlib dosyasını kapamadığını yazmıştık. Cumhurbaşkanı’nın dönüş uçağında söyledikleri asıl bu yönde anlaşılmalıydı.
Cuma günü gerçekleşen, Almanya-Fransa-Türkiye-Rusya heyetleri arasındaki ön-temaslarla beraber, Kremlin’in 17 Eylül günü Soçi’de Erdoğan-Putin görüşmesinin gerçekleşeceğini duyurması-Tahran’dan sadece 10 gün sonra!-farklı bir aşamaya geçtiğimize işarettir.
Yazabiliriz ki, Şam yönetiminin İdlib’e yönelik bir hamlesinin önüne geçip, başta Türkiye-Rusya’nın bölgeye vaziyet etmesi maddelendirilebilir olgunluktadır.
İdlib’te ne yapılacağının “tasarım” ve “düzenekleri”n işleyiş biçimi bağlanmış görünüyor.