Bu koşullarda bile seçimlerin zamanında, özgür ve adil şekilde yapılması için ısrar ederek. Bülent Arınç gibi maksadı belli kaos çığırtkanlarını dikkate almayarak. Tertipleyecekleri tuzaklara ve komplolara karşı uyanık davranarak. Bu tarihi süreçte muhalif liderlerin birlik ve dayanışmayı büyütmeleri için baskı kurarak. Ortak aday konusunda hata yapılmasını engelleyerek. Seçimlerin barış içinde gerçekleşmesi için milleti motive ederek buradan çıkmalıyız.
Ardından yepyeni bir devlet; özgürlükçü ve demokratik bir rejim kurmalıyız. Bu rejim ne yaptıysa tam tersini yapmalıyız. Devlette partizanlığı çöpe atıp liyakati hâkim kılmalıyız. Bunların siyasi nedenlerle içeri attığı her siyasetçiyi, düşünürü, gazeteciyi ve sivil toplum liderini koşulsuz ve derhal serbest bırakıp itibarlarını iade etmeliyiz. Ama bu rejimin temsilcilerine de adil davranmalıyız. Cesaret ve stratejik akılla mücadele edersek bu çöküşten hızla çıkar ve Türkiye trenini rayına sokabiliriz. Yeter ki kendimize inanalım ve bir olalım.