• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Ne siz masumsunuz, ne de biz saf (II) Muhterem KONDA, o anketi neden açıkladınız?

22/08/2014 16:34


 

murat sevincMURAT SEVİNÇ

Balık hafızalı bir toplum olduğumuz söylenir. Bilemiyorum, doğru olabilir. Ne toplumun tümü ne de balıklar hakkında bir uzmanlığım var.

Fakat örneğin son bir iki yılda riyakâr Türkiye basınını takip eden bir yabancı, Kürtlere en büyük haksızlığı Serdar Ortaç’ın yaptığını zannedebilir! Hâl böyleyken, insan bir hafıza ve değerlendirme sorunu olduğunu düşünüyor hakikaten.


Eleştiri ve özeleştiri yoksunluğu

erdogan balkon1

Fotoğraf: Reuters

 

Bunun, her toplumsal açmaz gibi birden fazla gerekçesi var tabii. Sanırım eleştiri ve özeleştiri yoksunluğu bu gerekçelerden biri. Erdoğan gibi birinin ‘balkon hutbeleri‘nde sık sık, “Helalleşelim” diyebilmesinin ve talebinin ülkenin bir kesiminde karşılık bulmasının ‘bir’ nedeni de bu gerçek olabilir.

‘Erdoğan gibi’ ifadesini kullanmamın nedeni, kendisinin çok nadir görülen bir vaka olmaması. Aslında, kaideyi bozmayan istisnalar bir yana, hemen herkeste benzer bir eğilim var memleketimizde.

Bu yazının konusu, ‘özeleştiri ile toplumsal/bireysel hafıza’ ilişkisi değil. Buna mukabil, okuduğunuz yazının devamı için şu kadarını söylemeli: Toplumsal ve haliyle siyasal kültürümüzde, çok ciddi bir eleştiri/özeleştiri yoksunluğu var.

Bu ülkede, ‘Hatalı değerlendirmiş olabilirim’ diyen kaç entelektüel ve ‘istifa’ eden kaç idareci hatırlıyorsunuz? Ya da özel yaşamınızda sizden ‘özür’ dilemiş kaç yakınınız oldu?

KONDA’nın özürü anlamlı ama yetmez

konda aciklama sb

Dolayısıyla şunu kabul etmek gerek: Özür dilendiğinde felç geçirildiğini zenneden milyonlarca insanın yaşadığı bir toprakta, KONDA’nın anket sonucu için dilediği özür anlamlı. Çünkü Türkiye’de olağan beklenti, KONDA’nın ‘Biz yanılmadık, vatandaş sahtekâr çıktı’ diye bas bas bağırması olurdu.

Haliyle, sonucu değiştirmese ve aşağıda anlatılacak hukuka aykırılığı gidermese de, kendilerinin çok sevdiği sözcüklerle: “Evet ama yetmez!”

Peki neden yetmez?

Neden ‘yetmeyeceğini’ açıklamaya çalışayım…

Bir önceki yazıda dile getirmeye çalıştığım gibi, KONDA ve Sayın Tarhan Erdem, önemli isimler. Konuyla ilgilenen hemen herkes, açıklayacakları sonucu bekliyor.

Nitekim seçim öncesi perşembe günü (Diken dahil) bazı internet haber sayfalarına -kişisel olarak zerrece ciddiye almadığım- ‘yüzde 57 haberi’ düştüğünde, yakın çevremde dahi bir moral bozukluğu gözlemledim.

Söz konusu haber ve devamında, ‘anormal’ bulduğum noktalar şunlar:

Caydırma etkisi

Fotoğraf: Reuters

Fotoğraf: Reuters

 

1. Mart yerel seçimlerinde alınan oylar belliyken ve katılım oranını önceden tam olarak kestirmek pek mümkün değilken, böyle bir oran çıkması, akıl fikir alır değildi.

Kuşkusuz anket şirketleri araştırmalarını benim uzmanı olmadığım yöntemlerle ve sürekli sınayarak yapıyor. Buna mukabil cumhurbaşkanı seçiminin çok önemli bir özelliği, son ana dek kimin sandığa gideceğinin kolay hesaplanamaz oluşuydu. İnsanlar, seçim günü dahi yakınlarını ikna etmeye çalışıyorlardı.

Haliyle, ne denli güvenilir yöntemler uygulanırsa uygulansın, bu denli belirsiz ve gergin bir ortamda seçime katılım oranının önceden kolay bilinemeyeceği açık.

Tabii bu yorumlar, önünde sonunda ‘varsayım’a dayanıyor. Ancak yüzde 57’nin, çok sayıda seçmende ‘Kahretsin, gitsek ne olur, gitmesek ne olur!’ duygusu yarattığını tahmin etmek için onlarca anketör çalıştırmaya da gerek yok.

Hukuka aykırılık

2. Yukarıdaki varsayımın tümüyle hatalı olduğunu düşünelim. Bu olasılık, o akşam anket sonucu açıklanmasının hukuka (seçim yasaklarına) aykırı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Tarhan Erdem’in gerek o gün gerekse özür metnindeki ‘hukuka uygunluk’ iddiası, iknadan uzak.

Malum, her seçim döneminde mevzuattan kaynaklanan ve aşama aşama devreye giren seçim yasakları vardır ve bu yasaklar aynen diğer seçim işlemleri gibi YSK tarafından ilan edilir. YSK, seçime on gün kala, adayların lehinde ya da aleyhinde seçmenin oyunu etkileyecek yayınları yasakladı: “31 Temmuz Perşembe gününden itibaren 9 Ağustos Cumartesi günü saat 18.00’e kadar, yazılı, sözlü ve görsel basın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler… adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması… yasaklanmıştır.”

Kararın dayandığı Yasa, 298 sayılıdır. Hiçbir kuşkuya yer bırakmamak için maddenin ilgili fıkralarını (3-4) aynen aktarıyorum (vurgular bana ait):

Madde 55/B – (Ek: 8/4/2010-5980/5 md.)

“Oy verme gününden önceki on günlük sürede, yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı yasaktır.

Bu sürenin dışında yapılacak yayınların; tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması şarttır.

Kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının, araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması zorunludur.

Bu madde hükümlerine göre yapılacak propagandaların ve yayınların ilkeleri Yüksek Seçim Kurulunca belirlenir.”

Buradan, seçim yasaklarının anket açıklamalarını kapsamadığı sonucu çıkar mı? İnsaf edin. Böyle bir yorumu, Allah vermesin Burhan Kuzu dahi yapamaz!

Doğrusu ilk aşamada, ‘Acaba sızdırıldı mı?’ diye düşündüm. Ancak Erdem’in açıklaması kuşkumu giderdi. “Biz herhangi bir adayın lehinde ve aleyhinde bir yayın, bir propaganda yapmıyoruz. Vatandaşın oyunu etkilemek de söz konusu değil” (Diken).

Bunun üzerine yasa metni ve YSK kararını bir kez daha okudum; ardından Erdem’in açıklamasını…

Burada, ‘pes’ demekten başka çarem kalmıyor. İmza sahibi Tarhan Erdem, Türkiye’de seçim hukukunu en iyi bilen birkaç kişiden biridir!

Siyasi değerlendirme

20140407 tarhan erdem

3. Tarhan Erdem, anket sonucu raporunda, bana kalırsa bir şirket sahibinin yapmaması gerekeni yaparak, uzun değerlendirmelerde bulundu. Tabii, bu tercihe karışmak mümkün değil. Belki deneyiminden, belki ağırlığından belki de akil adamlığından…

Ancak müsaadenizle, ben de ‘yadırgama hakkımı’ kullanmak isterim. Tarhan Erdem, raporunda, Erdoğan karşıtlığına indirgenen siyaseti (yüzde 57’den ne denli emin olduğunu buradan da anlıyoruz), kamplaşmanın aracı kalem sahiplerini ve kutuplaşmanın toplumsal/siyasal sonuçlarını eleştiriyor.

Çoğu tartışılmaya muhtaç siyasi değerlendirmelerin, anket sonucunu veren bir metinde ne işi var, anlamak güç.

Kamuoyunu ikna çabası

4. Tarhan Erdem imzasıyla yayınlanan özür metninin 8. maddesindeki ifadeler, yukarıda anlatılmaya çalışılan ‘inkâr’ın tekrarı.

Tarhan, anketlerin seçimleri manipüle edemeyeceğini, partilerin etkisinin yerine geçemeyeceğini yineledikten sonra sözlerini şöyle tamamlıyor: “(KONDA) Seçmenin sağduyusuna, tercihlerine ve beyanlarına güvenmektedir.”

Görüldüğü gibi Erdem, o perşembe günü anket sonucu açıklanmasının yönlendirme gücü olmadığına inanmış durumda ve kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.

Hukuk dışı tutum, balık hafızalı yurttaş

Anket sonuçlarının, KONDA’nın ve Tarhan Erdem’in açıklama ve yorumlarının kamuoyundaki etkisi tartışılabilir. Ayrıca bir araştırma şirketi yanılabilir, hata yapabilir.

Ancak, sandığa gitmenin çok önemli olduğu ve boykot çağrılarının yapıldığı bir seçimden üç gün önce, seçim yasaklarını ihlal ederek, yüzde 57 oy oranı açıklamak doğal/olağan kabul edilemez. Bu hukuk dışı tutum, geçiştirilemez.

Yurttaşın balık hafızasına da güvenilemez. Bakınız, bugünden şunu tahmin etmek güç değil: 2015 seçimlerinde KONDA, muhtemelen ‘mutlağa yakın doğru tahmin’ yapacaktır. Bir kez daha, ne denli prestijli ve ‘bilimsel’ olduğunu gösterecektir. Hiç kuşkum yok. Cumhurbaşkanı seçimini hatırlayan ise pek kalmayacaktır. Aynen, 2011 seçimleri öncesinde Tarhan Erdem’in, BDP’lileri seçime ‘parti olarak’ girmeye ikna etmeye çalışması gibi. Bugün hatırlayan var mı?

Yine de, yazıya dökülmüş sözcüklerin kalıcılığına güvenerek, üç gün sonra kimsenin ciddiye almayacağı şu soruyu soralım ve bu can sıkıcı öyküyü, zamana bırakalım: “Muhterem KONDA, o sonucu neden açıkladınız?”

Zorunlu not: Anayasa’ya göre şu anda Türkiye’de bir başbakan ve doğal olarak bir hükümet bulunmuyor. Her iki anayasal organ da işgal edilmiş durumda. Hisli siyasetçi Abdullah Gül’ün de bir milletvekilini hükümeti kurmakla görevlendirecek cesareti ve niyeti yok. Hepsi kabul…

Defalarca yazdığım gibi, Anayasa nicedir askıya alındığı için aslında şu anda bu garabetin bir önemi kalmadı. Rahat olmak lazım!

Benim asıl üzüldüğüm, bugün Orhan Aldıkaçtı, Sabih Kanadoğlu ve muadillerinin rolünü oynayanlar. İleride bu zavallılar da hak ettiğini yaşayacak, kuşku yok.

Ancak öğrenci karşısına hangi yüzle çıkacaklarını/çıktıklarını aklım fikrim almıyor.

Yazık.

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

Kılıçdaroğlu ‘kaçış planı’ için saat verince AKP’yi bir telaş aldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun saat vererek Cumhurbaşkanı Tayyip … Devamı...

Tecavüzden suçlu bulunan Musa Orhan’a ‘hakaret’ten Ezgi Mola’ya para cezası

Oyuncu Ezgi Mola, 18 yaşındaki İpek Er'e 'nitelikli cinsel saldırı'dan ceza … Devamı...

Ezhel’den canlı yayında Kürtçe şarkı

Ezhel lakaplı rap sanatçısı Sercan İpekçioğlu, canlı yayında Kürtçe şarkı … Devamı...

Bu kitabı yakamazsınız: Sansüre karşı ateşe dayanıklı kitap basıldı

Penguin Yayınevi, Kanadalı yazar Margaret Atwood'un ünlü romanı 'The … Devamı...

Nesli tükenme tehlikesi altında: Hint gölet balıkçıl kuşu yaralı halde bulundu

Aksaray'ın Eskil ilçesinde nesli tükenme tehlikesi altındaki Hint gölet … Devamı...

Kuran kursunda çocuğu sopayla döven adam gözaltına alındı

Şanlıurfa'nın Eyyubiye ilçesine bağlı Hayati Harrani Mahallesi'nde bulunan … Devamı...

IMF başkanı, Terra’daki çöküşe rağmen söyledi: Kripto paralardan uzak durmayın

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, sabit … Devamı...

Kılıçdaroğlu saat verdi: Bir kaçış planının anatomisini ifşa edeceğim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kaçmanın hazırlıklarını … Devamı...

Dünyanın en yaşlı ağacı Şili’de

Güney Amerika'da Şili Alerce Costero Ulusal Parkı'ndaki ağacın yaklaşık 5 … Devamı...

Babylon Soundgarden hafta sonunda: Weval, Gaye Su Akyol, Yüzyüzeyken Konuşuruz…

Babylon Soundgarden müzik festivali bu hafta sonu bomontiada'da … Devamı...

Bu benim davam değil: ‘Yeni Türkiye’nize toptan karşıyım
Barış sürecini destekliyorsanız, Mahsum Korkmaz heykellerine de alışın

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1666 gündür hapiste

YAZARLAR

Ukrayna’dan Suriye’ye uzanan faylar

Bahadır Kaynak

Benim mezhepçi tanışlarım, aslında yok muydu?

Murat Sevinç

‘Hikaye’ olma hikayeler yaşa

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazarlar yazılarından sessizce çekilmesini bilmeli!

Mustafa Dağıstanlı

Kılıçdaroğlu aday olursa…

Levent Gültekin

Şöyle doya doya küfür de mi etmeyelim: Erşan Kuneri’nin düşündürdükleri

Arzu Uzunali

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

GÜNÜN 11’İ

Aytunç Erkin: Kılıçdaroğlu artık programın altını doldurmalı

Rahmi Turan: Oyları ‘torbada keklik’ sanmak hataların en büyüğü

Can Ataklı: ABD büyükelçisi, miting bittikten sonra çağrıldı

İbrahim Kahveci: Ülkemiz iflas bayrağını çekebilir mi?

Hayri Kozanoğlu: Eve ekmek götürebilecek miyim kaygısı duyanlar giderek artıyor

Kübra Par: Önde gelen isimler Kılıçdaroğlu’a sıcak bakmıyor

Alaattin Aktaş: Demek ki neymiş, faiz indirilince reel sektör zam yapıyormuş!

Ali Sirmen: Herkesin üzerinde birleştiği eksiklik

İbrahim Varlı: Saray rejiminin karşı koyabilecek gücü yok

Evren Devrim Zelyut: Allah’tan seçimler var

Esfender Korkmaz: Devlet iş yaratmıyor, para ve poşet dağıtıyor

Göçmen kuşlar geliyor

Anlaşamadığınız yöneticinize geribildirim vermenin beş yolu

Çevre için 37 saat aralıksız yüzdü

Sarılmak kadında stresi azaltıyor, erkeği etkilemiyor: Nedeni ‘erkeklik’ olabilir

Madalyası çalınan Milan teknik direktörü Pioli’ye yenisi verilecek

Kurt Cobain’in gitarı tahmin edilenin sekiz katı fiyata satıldı

Mick Jagger’dan Harry Styles’a: Ben daha androjendim

Drake’in ilk F1 bahis kuponu yattı: 300 bin Kanada doları kaybetti

Uzman, Manavgat’tan bildirdi: İyileşen doğa, arazi çalışmalarıyla yalan oldu

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi