Şimdi bu tespitlerin üzerinde teker teker durabiliriz ve doğru olup olmadığını konuşabiliriz de ortada bir tuhaflık yok mu? Yani medyanın bittiğini ve köşe yazarlarının sonunun geldiğini Cem Küçük’ün söylemesi ilginç değil mi?
Acaba hiç kendine “Durumun bu hale gelmesinde benim de payım var mıdır” diye bir soru sordu mu? Aynaya bakıp medyanın haliyle ilgili kendi yaptıkları adına bir özeleştiride bulundu mu?
Zira kendisi son birkaç senedir bizim sektörün biçerdöver makinası görevi görmedi mi? Onun ısrarıyla kaç kişi medyadan tasfiye olmadı mı? Kovdurduğu kimi yazarlar ayrı gazete kurmak durumunda kalmadı mı?
Birçok köşe yazarı üzerinde kendi sert milliyetçi-muhafazakar görüşleri ekseninde bir manevi terör havası estirmedi mi? Kendisinin basın camiasında yarattığı tedirginliğin, köşe yazarları ve yorumcuların, Küçük’ün tabiriyle “yaşayan ölü” durumuna gelmesinde bir payı yok mu?
Yani ortalığı çöle çeviren biri, şimdi çıkmış kuraklıktan şikayet ediyor. Pes doğrusu!