İş işten geçtikten sonra, telaşla, panikle, endişeyle talimat yağdırmak bir yönetim tarzı değildir.
Esasen bu hazin durum sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın problemi de değildir.
Ülkede hemen hemen bütün ciddi işler sahipsizdir ve biz hangilerinin sahipsiz olduğunu ancak arıza ortaya çıktığında anlayabiliyoruz.
Çünkü, küçük büyük her iddianın üzerine kapanan, eleştiriye kulak tıkayan, asla hata kabul etmeyen ve hata var diyeni hain ilan eden benzersiz bir idare tarzı vardır.
Bakanlar da böyle fırsat varken, emek gerektiren, alkış almayan problemlere bakmak yerine gösterişli işlere mesai harcıyor.
Şehircilik gibi güzel, hacimli ve faydalı dosyalar varken kim ne yapsın çevreyi; kim umursasın, Marmara’yı, Salda’yı, sahilleri, çöpleri?