Elbette, yaptırım kararı iki bakanı etkilemeyecektir. Ama bilhassa ekonomi ve diplomaside sıkıntı yaratacaktır. Yine de Türkiye’ye geri adım attıracak bir netice beklenmemeli. Bırakın Türkiye’yi en iddiasız ülke bile bu tabloda geriye doğru hareket edemez.
Asıl mesele dünya siyasetinin Trump döneminin eziyetini çekmeye devam edecek olmasıdır. Statükoyu değiştirmek adına ABD lehine orantısız bir statüko kurma hayali sanılanın aksine en çok müttefik ülkelere zarar verecektir. Avrupa bloku bu tedirginlikten payını almaya başladı, Türkiye de payını alıyor.
Yaşanan krizin pastör Brunson’la ilgili kısmı var elbette ama daha fazlası Trump politikasının sınır tanımaz tehditkarlığıyla ilgilidir. Mümkün olan veya olmayan herhangi birşeyi talep edip, ardından güç gösterme kolaycılığını yaşıyoruz. ABD hukuku tanımama, ittifak düzenini hiçe sayma ve uluslararası nezaketi önemsemememe avantajını sahaya yansıtıyor. Yaptırım silahını nükleer silaha karşı da sıradan adli bir olay vuku bulduğunda da kullanmak bunun göstergesidir.