CHP’ye gelince… Seçim sonuçlarını cesaretle masaya yatırmaktan çekinen bir yönetim… Kurultay sürecini başlatıp büyük kurultay tarihini açıklamayan, yolda duruma göre karar verme anlayışını benimsemiş bir genel merkez… Yaptığı her şeyin doğru olduğunu, değişimin zaten başlamış olduğunu, değil 6’lı, 16’lı masa bile kurabileceğini söyleyerek CHP’nin kendi gücünü böylesine ikincilleştiren bir kaptan…
Bu tablo karşısında Kemal Kılıçdaroğlu öyle bir noktada ki parti içinde kendisine ne yüksek sesle git diyen var ne kal diyen! CHP içinde hiç kimse ‘söylemiyor…’ Herkes ‘söyleniyor!’
Kılıçdaroğlu’nun 25 milyon oyu 35 gün sonra anımsaması elbette güzel ama keşke 29 Mayıs günü çıkıp, “Önce bana oy veren 25 milyon seçmene teşekkür ediyorum. Bu oyun hakkını vereceğim” diye başlayan bir açıklama yapıp onların yıkılan umut kalelerini bir nebze inşa etseydi.