Kadınları toplumsal hayatın dışına sürecek bir uygulama olarak dönem dönem nabız yoklanan, küçük örnekler dışında hayata geçirilemeyen kadınlara özel ‘pembe yolculuk’ türevlerinin sonuncusu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan Pembe Vagon uygulaması oldu.
İBB’nin kadınlara pembe vagon isteyip istemediklerine ilişkin anket yaptırdığının ortaya çıkmasından kısa süre sonra, iktidara yakınlığıyla bilinen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), uygulamaya destek verdiklerini açıklamayı ‘vazife bildi’.
Anketle gündem yapma çabası
Geçtiğimiz haftalarda İBB’nin kadınlara ‘pembe vagon’la ilgili nabız yoklamasına giriştiği gündeme gelmiş, İstanbul Ulaşım A.Ş’nin metro ve tramvay duraklarında yurttaşlara “Almanya, Japonya ve Singapur’daki gibi İstanbul’da da metro ve tramvaylarda kadınlara özel vagon olmasını ister misiniz?” sorusuyla bir anket yaptırdığı ortaya çıkmıştı. Başta Almanya olmak üzere diğer ülkelere atıf yapılarak sorulan soru, içerdiği yönlendirmeyle dikkat çekiyordu.
Kadınların kısa süre önceki bir ‘pembe taksi’ uygulamasına yanıtıysa, sosyal medyada “Biz binmeyeceğiz, siz insan olmayı öğreneceksiniz” olmuştu.
MÜSİAD mesajı aldı, harekete geçti
Kadın cinayetleri, kadın istihdamı ve kadına ayrımcılık bir yana, konuyu ‘ısıtıp ısıtıp’ yeniden gündeme getirmekte üzerine düşen görevi yerine getirmeye girişen MÜSİAD Gençlik Kurulu’nun kadın üyeleri, basın toplantısıyla ‘metro ve tramvaylarda hanımlara özel vagon’ uygulamasını desteklediklerini, hatta bir an önce de uygulamaya geçmesini istediklerini duyurdu.
Genç MÜSİAD Üye Kabul Birimi Başkan Yardımcısı Mehtap Coşkun, İBB’nin anketinde de geçen ifadeyle, “Dünya üzerinde Almanya, Japonya ve Singapur gibi ülkelerde örneklerine rastlanan ‘hanımlara özel vagon’ uygulamasının dünyanın en büyük metropolleri arasında yer alan İstanbul’da da hayata geçmesi gerek” dedi.
Coşkun, ‘hanımlar’ dediği kadınların İstanbul’da toplu taşıma araçlarında kendilerine yer bulamadığını, ‘gayri ahlaki ve gayri insani’ durumlarla karşılaştıklarını söyleyip, “Tüm bu nedenlerden dolayı, MÜSİAD Gençlik Kurulu Hanım Üyeleri olarak sessiz kalmayarak, ‘toplu taşımada hanımlara özel vagon’ uygulamasına destek vermekteyiz” diye konuştu.
Pembe otobüs yerine pembe vagon getirilerek, eleştirilerin öteleneceğini savunan Coşkun, bunu şöyle gerekçelendirdi: “Zira bu projede toplu taşıma araçlarının tamamı yerine bir bölümünün hanımlara tahsis edilme durumu söz konusu. Taşıma hizmetinin, karma ve fakat ayrı vagonlar halinde sunulması amaçlanmakta. Dolayısıyla, pembe vagonu bulunmayan otobüslerde hanımların seyahat etmeleri onların aleyhine bir durum oluşturmayacak.”
Peki dünyadaki örnekleri neler?
İBB’nin anketinde, ‘Almanya, Japonya, Singapur’daki gibi’ denilerek diğer ülkelere yapılan atıfsa oldukça çelişkili. Zira, Almanya’da kadınlara yönelik yaygın bir pembe vagon uygulaması yok.
Medyada gündeme gelen tek bilgiyse, mülteci akımının başlamasıyla birlikte, yerel bir demiryolu şirketi olan Regiobahn’ın Leipzig ve Chemnitz arasındaki bir güzergahta bu uygulamayı hayata geçireceğine dair yaptığı açıklama. Söz konusu uygulamaya dair çıkan haberlerde, yılbaşında Köln’de kadınların toplu olarak taciz edilmesinin uygulamada etkili olduğunun altı çiziliyor.
Bahsi geçen diğer ülke olan Japonya’da ise, yaklaşık 10 yıldır Tokyo’daki bazı metrolarda pembe vagonlar kullanılıyor. Ancak Japonya, bu konuda örnek alınacak bir ülke olmaktan uzak, çünkü ülkede ‘kurumsallaştırılmış cinsiyetler arası eşitsizlik’ eleştirileri hayli yaygın.
Kadınlar, erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen ancak onların maaşlarının yüzde 70’ini alabiliyor, Dünya Ekonomik Forumu’nun verilerine göreyse ülke cinsiyet eşitliğinde 104’üncü sırada yer alıyor.
İran, Dubai, Mısır, Endonezya gibi müslüman ülkelerde ‘pembe vagon’ uygulamasına rastlamak mümkün, Güney Amerika’da taciz vakalarından dolayı Brezilya ve Meksika’da da bu uygulama hayata geçirilmiş, ancak riayet edildiğinden bahsetmek mümkün değil.
Kadın istismarı ve tecavüz haberleriyle sık sık gündeme gelen Hindistan’da da 2009 yılından beri bazı şehirlerde ‘hanımlara özel’ vagonlar mevcut. Ancak ülkenin kadına şiddet ve cinsel saldırı vakalarında bu sayede bir gelişme yakaladığı söylenemez.
Hindistan hala, her gün ortalama 93 kadının tecavüze uğradığı ve binlerce cinsel saldırı vakasının yaşandığı bir ülke. Bu yüzden Hindistan, kadınlara yönelik taciz vakalarının toplu taşımada ‘tecrit’ uygulamalarıyla azaltılamayacağının en canlı örneği.