Baştan söyleyelim, bu senaryoyu doğrulamanın bir yolu şu sıra yok.
Ancak yalnızca derin siyaset değil, derin ekonomi çevrelerinde de yoğun konuşulduğunu söyleyelim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a erişimi olan bir grup tarafından resmi siyaset haline getirilmesi için çalışılan bu senaryo gerçekten riskli; adım adım şöyle anlatılıyor:
İdam cezasını getirelim,
AB ilişkileri keser. Böylece hem ilişkiyi kesen biz olmayız, hem de AB’nin demokrasi-insan hakları çerçevesinin bağlayıcılığından kurtuluruz,
Borsa çökebilir. Bu da yönetiminizi zaten ‘bizden olmayan’ büyük şirketlerin ve yabancı sermayenin baskısından kurtarır,
ABD ve NATO’dan gelecek askeri talepleri, kendi çıkarlarımıza göre pazarlığımızı yaparak kabul edelim. Bu da yönetiminiz üzerine Batılı hükümetlerden gelecek baskıyı azaltır, tepkileri lafta kalır,
Bu arada başkanlık için bastırıp alın. İktidar yeniden kurulunca, demokratik cömertliğiniz olarak yorumlanacak adımları, Kürt meselesi dâhil atabilirsiniz,
Bu da üzerinde daha fazla söz hakkı bulacağınız ‘yeni’ ve ‘yerli’ bir ekonominin yeniden kurulmasına imkân verecektir, durum toparlanacaktır.
Erdoğan Türkiye’nin idam cezasını geri getirilerek sonu belirsiz bir yola sürüklenmesine izin vermemeli.