rdoğan’ın şiddetle bir rakibe ihtiyacı var. Meclis’teki muhalefet partilerinin liderleri bu ihtiyacı karşılayamaz. Eşit şartlarda değiller ve Erdoğan sıkışınca Cumhurbaşkanlığı’nın 16 yıldızlı forsunun arkasına sığınıyor. Öbür taraftan Erdoğan’ın kişisel temposunu tutturabilmek için rekabet edeceği ve kendini karşılaştıracağı boyuna uygun bir rakibe hemen şimdi ihtiyacı var. Kim bu rakip? Erdoğan’ın karizmasını geriletecek, ondan bir şeyleri söküp alacak, onun liderliğine rakip oluşturacak kim var?
Ahmet Davutoğlu değil mi? Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi’nde yaptığı konuşmayı bu gözle değerlendirmeyi deneyin.
Davutoğlu’nun yıllarca talebelerine siyasî tarih derslerinde anlattığı konulara benzemiyor mu? Erdoğan’ın camdan yani ‘prompter’dan okuduğu bu ders konularını Davutoğlu amfilerde gözü kapalı defalarca anlatmıştır. Erdoğan düpedüz Davutoğlu’na öykünüyor, onunla rekabete girişiyor. Peki, becerebiliyor mu? Kişilere yüklediğimiz anlamlar üzerinden ülkenin kaderini bu soru belirleyeceği için cevap çok önemli. Bana kalırsa beceremiyor.
… Konuyu fazla deşmeyelim; zira Davutoğlu’nun bu örtülü rekabetin farkına varması siyasî olarak pek yakışık almaz. Erdoğan hiç bilmediği konularda, sırf Davutoğlu’nu taklit etmek için konuşmaya devam edecekse, bu durum bize sadece Erdoğan’ın çabalarının istikametini gösteriyor. Hatırlayın cumhurbaşkanlığı seçiminde rakibi İhsanoğlu’nu yabancı dil bildiği için bile eleştirmişti; beceremezse çabası tahfife dönüşebilir. Kim bilir belki de becerir. Bize Erdoğan’ı yeni rakibine göre ölçüp-biçmek ve öngörülebilir hale getirmek düşüyor.