SEÇİL TÜRESAY
[email protected]
”Burası insanın hayatını uzatır. Sabah kalktığında bir kargaşa, telaş yok” diyor Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Bayır köyünde yaşayan Çiğdem Yılmaz.
Ancak geçen yılki orman yangınlarından sonra engebeli bir arazi ürerine kurulu yörük köyündeki huzurlu yaşama, gelir kaynaklarının sekteye uğramasından dolayı gölge düştüğünün altını çiziyor: ”Ormanımızı, kurtardık ama defne, kekik zarar gördü, hayvanlarımız öldü. Bal da eskisi gibi değil. Orman olmayınca hayat zor.”

Yağhaneyi işleten aileden Hayal hanım, yangında üretim merkezindeki tüm zeytinyağlarının, kekik sularının yandığını yeni yeni toparlanmaya başladıklarını anlatıyor. Köy kahvesini işleten Ayşen hanım da önce pandemi sonra yangınla büyük darbe aldıklarını, canlarını kurtardıklarını ancak ölen hayvanlar, yanan ağaçların içlerini acıttığını dile getiriyor.
Bu isimler 235 hane, 639 nüfuslu, geçim kaynakları arıcılık, defne ve kekik gibi orman ürünlerinin üretimine bağlı Bayır köyünün ve yangından etkilenen diğer yerleşim birimlerinin içinde bulundukları durumu birinci ağızdan özetliyor.

Pandemi, yangınlar, devamında seller hatta hayatta aklına gelmeyecek bir şeye, kardan dolayı yolların kapanmasına tanık olduklarını anlatan Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay da onlar gibi yaşanan olumsuzluklara değiniyor ve devamında, ”Marmaris enerjisi yüksek bir yerdir. ‘Küllerimizden doğacağız’ mottosunu ortaya koyduk” diyor.
Dokuz köyde ‘Doğaya Saygı’
İlçenin ve ilin küllerinden doğma konusundaki kararlılığına OPET’ten anlamlı bir destek geldi. Şirketin yönetim kurulu kurucu üyesi Nurten Öztürk’ün öncülüğünde Bayır köyününün aralarında olduğu Muğla’daki dokuz köyün ‘rehabilite edildiği’ proje geliştirildi.
Geçen yıl temeli atılan ‘Doğaya Saygı’ projesi kapsamında yeniden inşa edilecek, sürdürülebilir kalkınmalarına destek olunacak diğer köyler Osmaniye, Çökertme, Gökbel, Bozalan, Pınarlıbelen (Etrim), İrmene, Çamlık, Otmanlar.
Öztürk, projenin ilk durağı Bayır köyündeki çalışmaların tamamlanması nedeniyle, köy meydanında, 1880 yıllık çınar ağacının gölgesinde düzenlenen törende, ”Yangınlar sırasında bütün Türkiye olarak ağladık. El ayak çekilince yalnızlığınızı paylaşmak, kayıplarınızı bir nebze de olsa yerine koyabilmek sizlere umut ışığı olabilmek için, ‘Ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık’ ve harekete geçtik” dedi.
Disiplinlerarası bir yaklaşımla geliştirildi
Projede işbirliği yapılan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selçuk Aktürk, disiplinlerarası bir yaklaşımla mimari, arkeoloji, sosyal ve iktisadi bilimsel projeler üretildiğini belirterek şöyle devam etti: ”Hayata geçtiğini görmek mutluluk kaynağı. Defnenin, çınarın, zeytinin sembolleri olan bolluğun, bereketin, hoşgörünün, gücün uzun ve sağlıklı ömrün, birlik olmanın Bayır köyünde yeniden hayat bulmasını diliyorum.”
Projeye katkı sağlayan diğer akademisyenler Prof. Dr. Adnan Diler, Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu, Prof. Dr. Ummuhan Gökovalı, Doç. Dr. Öncü Başoğlan Avşar, Doç. Dr. Serkan Dirlik, Doç. Dr. Rahşan İvgin Tunca ve Dr. öğretim üyesi İlke Tekin.
Önce anket yapılarak veri toplandı
Opet’in kurumsal iletişim müdürü Ayşenur Aydın’ın ayrıntılarını paylaştığı proje kapsamında yapılanlar özetle şöyle:
*Yangının köy üzerindeki olumsuz etkisinin anlaşılması için anket çalışmasıyla sosyo ekonomik veri toplandı.
*Köyün kendine özgü mimari özellikleri korunarak içinden geçen yol, ‘bal aksı’ olarak isimlendirildi ve bu aks üzerindeki yapılar restore edildi, açık alanlar ticari kamusal alanlar olarak işlevlendirildi.
*Eski yağhaneye bağlanan aks ‘defne aksı’ olarak isimlendirildi. Köy meydanı ve yağhane arası yol zemini arnavut kaldırımıyla kaplandı, yol boyunca ahşap küpeşte yapıldı.
*Defne ve bal akslarının kesişimindeki Çınar Meydanı yeniden düzenlendi.
*Eski yağhane restore edilerek canlandırıldı.
*Köy camisi köyün özgün yalın mimari anlayışı içinde restore edildi.
*Köy kahvesinin iç mekan ve dış mekan düzenlemeleri yapıldı.
*Okul binası boyandı, evlerin boyanması için muhtarlığa boya temin edildi. Evlerin pencereleri ve duvarlarına konsepte uygun olarak desen ve süslemeler yapıldı.
*Köyün kuzeydoğusunda Yancağız Tepesi üzerinde yerleşik Syrna Antik Kenti’ne ulaşım ve antik kente ait kalıntıların haritalama çalışmaları başladı.

*Köyün turizm potansiyelini artırmak amacıyla yöresel köy motifleriyle düzenlenen örnek pansiyon yapıldı.
*Mimari düzenlemeler için köyde 65 gün boyunca 2 bin 450 kişi çalıştı.
Kuru baklava, kaşık helvası, Bayır yazması
Aydın’ın altını çizdiği iki çalışma daha var. Biri yerel ürünlerin tanıtımı için önemli olan coğrafi işaret belgesi başvurusu. Köye özgü üç ürünün, kuru baklava, balla tatlandırılan kaşık helvası ve kadınların evlendiğinde taktığı Bayır yazması için coğrafi işaret alınması amacıyla çalışma başlatıldı.

İkincisi ve belki de köyün kalkınmasına en büyük katkıyı sağlayacak olanı ‘güçlü girişimci kadınlar kooperatifi’.
Atıl durumdaki fırın binası köy ürünleri için üretim ve eğitim amaçlı atölyeye dönüştürüldü. Üretilebilecek ürünler belirlendi. Marmaris Halk Eğitim Merkezi’yle işbirliği yapılarak takı tasarımı, İngilizce, kırsal turizm etkinlikleri turistik hediye tasarımı, arıcılık ve yan ürünlerin üretimi için kurslar düzenlenecek.
Keçi peyniri, çökelek yapıp satan bir başka gelir kaynağı tavuklarından elde ettiği yumurtalar olan kooperatif üyesi Çiğdem Yılmaz diğer arkadaşları gibi gelecekten umutlu: ”Biz kadınlar çok çalışkanız. Kurulan kooperatif sayesinde güçleneceğiz.”

Tören sonrasında gazetecilerle sohbet eden Nurten Öztürk, projenin maliyeti sorulunca OPET’in sosyal sorumluluk projelerine 3 ila 5 milyon dolar ayırdığını söylemekle yetindi.
‘Rahmi bey ve Semahat hanıma mektup yazdım’
Projenin büyüklüğünün farkında olduğunu belirten Öztürk, ”Rahmi beyle (Koç) Semahat hanıma (Arsel) mektup yazdım. Çok büyük rakamlara çıkabileceğini söyledim. Onlar da, ‘Elbette her zaman gönül desteğiyle yanındayız ve bütün projeleri destekliyoruz, teşekkür ediyoruz’ dediler. Öyle olunca ben harcanacak para konusunda biraz daha rahatladım” dedi. Projenin örnek olmasını dilediğini ifade etti.

”Nurten hanım beni aradığında aklıma ilk gelen köyler Bayır ve Osmaniye oldu. Dokuz köy tamamlanınca projenin 15-20 bin kişiye dokunacağını düşüyorum” diyen Vali Orhan Tavlı da kırsal kalkınmaya destek olacak proje için teşekkür etti.
Maddi destek kadar projeye gönül verenlerin vizyonunun da önemli olduğuna dikkat çeken Tavlı, ”10’uncu köy yolda diyelim” diyerek bir köyün daha yeniden yapılandırılması için ‘kapıyı araladı.’