Futbolcuları askerlerle eşleyen çoklu Kıraç bozukluğundan muzdarip şarkı…
İtalyan bayraklı bir erkekle Türk bayraklı bir kadının öpüşmesini hakaret zannedenlerin hezeyanı…
Dardanel’in bir kez olsun şirket ruhunu dürüst bir şekilde yansıttığı ton balıklı makarna reklamı… Maç sırasında spiker ikilisinin gerçeklerden kaçarak hayal alemine sığınması…
Milli maçların ne olduğumuzu böyle net bir şekilde göstermesini hep takdir etmişimdir.
En eskisi/kıdemlisi sporcu-asker benzetmesi olmak üzere maç öncesi manşetler ve reklamlar yoluyla milliyetçilik/cinsiyetçilik yarışına girmek de bu uğurda sosyal medya patlamaları yaşamak da aşina olduğumuz şeyler.
Sporun politik fikirlerin taşıyıcısı olması önüne geçilebilecek bir şey değil.
Bunun önüne geçtiğini iddia edenler, “Spora siyaset karışamaz” diyenler zaten dünya sporunun yöneticileri ve onların ‘siyaset’ten kastı ekseriyetle henüz ehlileştirilememiş özgürlük, eşitlik talepleri… Ancak spor aracılığıyla topluma nasıl müdahale edildiğini, hakim gerici fikirlerin nasıl yaygınlaştırıldığını kaydetmek ve bununla mücadelenin vesilelerini yaratmak bizim görevimiz.
Mithat Fabian Sözmen’in yazısı