Gazetenin çalışanlarına, yazarlarına yönelik bir açıklaması olabileceğini umdum. Bana bir açıklama gelmedi ama taraflar sosyal medyada yüreklerini açtılar, gazetede açıkça yazılmayanı, bize, okurlara bildirilmek gereği duyulmayanı oradan öğrenmek durumunda kaldım.
Krizden fırsat yaratılıp barışçı bir çözüm bulunulacağını umarken başta yayın yönetmeni Murat Sabuncu olmak üzere gazete yönetimi, yazarlar art arda görevlerine son verildiğini ya da ayrıldıklarını açıklıyordu. Gazete yönetimi de veda yazılarını yayımlamakla yetinerek, pazartesiye kadar sessizliğini korudu. Bir anlamda gidenlerin gitmesi beklendi.
Aykut Küçükkaya’nın yazısından kimseye “Gitme!” denmeyeceği anlaşılıyor. Sanırım “Gitme!” dense de durmazlardı ama uğruna hapis yatacak kadar fedakârlıkla çalıştıkları bir gazetenin yeni yönetiminden böyle itham da içeren yorumlar yerine bir teşekkür, dostane veda beklerlerdi. Bunu hak ediyorlardı.
Türkiye 2023’e giderken Cumhuriyet, yeni yönetimi, yazarları ve çalışanlarıyla 7 Mart 1924 Ruhu’na ulaşmaya çalışacak. Ben de artık yazmasam da okumaya devam edeceğim. Hoşça kalın!