METE ÇUBUKÇU
ABD Başkanı Barack Obama, Irak’taki son durumu ve IŞİD’i işaret ederek, “Bu sorunu haftalar içinde çözeceğimizi sanmıyorum” derken haklıydı. Irak’ın bu duruma gelmesinde başrolü oynayan Amerika’nın, bu ülkeden çekilmesinin ardından geride bir enkaz ve demokrasi ‘müsveddesi’ kalmıştı.
IŞİD’in bu bozuk yapının üzerinden yürüdüğü ve ülkeyi en zayıf noktası Sünni bölgesinden vurduğu ortada. Ama hakkını teslim etmek gerekir ki IŞİD’in bugünkü duruma gelmesindeki büyük katkıyı Suriye’deki iç savaş sağladı. Nasıl mı?
IŞİD’e yol verilince…
Irak’ta ABD, merkezi hükümet ve Sünni bölgesi 2007’de, o dönemki El Kaide tandanslı hareketleri geriletmişti. Ama Suriye’deki savaşta dünyanın dört bir yanından gelen binlerce kişiye göz yumularak ‘yol verilmesi’ ve bunlardan medet umulmasına, Irak’taki Maliki hükümetinin politikalarının IŞİD’e ‘dolaylı katkısı’ eklenince durum bu noktaya geldi.
El Kaide türevi IŞİD ve cihatçı mantıktaki diğer muhalif gruplar (gerçi Suriye’de cihatçı mantık dışında çok fazla grup kalmadı. ÖSO’nun ne durumda olduğu belli değil) Suriye’de kontrolden çıkan bölgeleri ele geçirdikten, kendi katı, geri anlayışlarını baskı ve terör yoluyla uyguladıktan sonra Irak’a yönelme imkanı buldu.
Kürtler IŞİD’i durdurabilir, peki ya Türkiye?
Bir parantez açarsak asıl El Kaide yani Zevahiri’nin lideri olduğu merkez belli bir bölgeyi ele geçirmek için uğraşmıyor, ‘düşman’ı farklı coğrafyalarda yıpratmayı amaçlıyor. IŞİD ise şiddet politikaları çerçevesinde belirli bir bölgeyi ele geçirmek amacında. Klasik ve modern anlamları içeren karma bir ordu kurarak kontrol sağlıyor.
IŞİD’in arkasında dönemsel çıkarlar nedeniyle bazı ülkelerin olduğu, göz yumulduğu doğruluk payı taşısa da bu tür yapıların bir süre sonra kontrolden çıktığı 30 yıldır bilinen bir gerçek. Bu nedenle İŞID’ın yöntemlerinden kısa vadede medet umanlar bir süre sonra kaybediyor. Suriye’de IŞİD’e ‘yol veren’ bildik ülkeleri, Irak’ta Sünni Arapları aynı akıbet bekliyor.
Bir Selefi devleti pekala mümkün
İŞID Irak harekâtıyla aslında tüm bölgenin dengesini sarstı. Irak’ta Selefi-Vahabi anlayışın kök salabileceği, hatta orta bölgede bir Selefi devletin kurulabileceği hiç de göz ardı edilmemeli.
IŞİD’in ilerlemeye çalıştığı coğrafyaya bakarsak, çoğunun itilaflı bölgeler olduğu görülür. Bu bölgeler Irak merkezi yönetiminin denetimi ama Kürt yönetiminin sınırları içinde, statüleri hala belli değil. Mahmur, Sincar, Kerkük bunların arasında.
IŞİD’in bir ‘askeri aklı’ var
İtilaflı bölgelerin statüsü Irak anayasasının 140’ncı maddesine göre yapılacak referandum sonucu belirlenecek. IŞİD ve Sünni Araplar bu bölgeleri ele geçirip fiili durum yaratarak elini güçlendirmek ve Sünni Arapların sınırlarını genişletmek, su ve petrol kaynaklarına yönelmek niyetinde.
Askeri olarak taktiklerine, hangi bölge ve hedeflere yöneldiklerine bakıldığında, bunun arkasında bir askeri aklın olduğu görülüyor. Yani bir grup ya da gruplar koalisyonu söz konusu; Irak’ta Sünni Araplar ve eski Baascılar gibi.
Kurtuluş zor
İŞİD ile Sünni Arapların bu birlikteliği ne kadar götürecekleri ise belirsiz. Ama Sünni Arapların şu haliyle IŞİD olmadan tek başlarına hareket edebilme gücü yok.
Eğer Sünni Araplarla Kürtler ve Şii Araplar Bağdat’ta yeni bir yapılanma için bir araya gelirse ancak İŞİD’le mücadele edebilir. Aksi halde Sünni Araplar da İŞİD’den kolay kolay kurtulamayacak.
Peşmergelere ders
Suriye’nin üçte, Irak’ın dörtte birini elinde tutan IŞİD’in, Musul baskınıyla ele geçirdiği ağır ve komplike silahlarıyla Amerikan bombardımanı dışında bir yöntemle durdurulması pek kolay görünmüyordu. Nitekim öyle oldu.
Bu durum nerdeyse 20 yıldır savaşmayan Peşmergeler için de bir ders niteliğinde. Irak’ın düz arazisinde, üstelik farklı taktiklerle, savaşı lehine çevirebilen IŞİD güçleri karşısında tutunması mümkün değildi. Silahları demode, eğitimsiz Peşmerge güçleri, Amerikan bombardımanı, PYD ve PKK ile belli bölgelerde birlikte verdiği mücadeleyle IŞİD’i şimdilik geriletti.
Erbil’in düşmesi Irak’ın düşmesi demektir
Erbil’in düşmesi Irak’ın düşmesi demektir. Bu çok mümkün görünmemekle birlikte mevcut atmosferin halk arasında yarattığı panik, Iraklı Kürtler açısından bir kez daha düşünülmesi gereken bir nokta. Üstelik kısa süre öncesine kadar Bağımsız Kürdistan’dan bahsedildiğini düşünecek olursak.
Kürdistan için Hawar! Dün bağımsızlık konuşuluyordu, bugün can derdinde
Bir hayalden gerçeğe dönüşmeye başlayan Bağımsız Kürdistan fikrinin yine mecburen erteleneceği, Kürt bölgesinin koşullarının buna hazır olmadığı bu vesileyle görüldü. Kimilerinin deyimiyle ‘AVM’si olan ama ordusu olmayan bir ülke’nin kendini koruması mümkün değildi.
Varoluşsal bir savaş
Diğer yandan bu durum uzun süredir, farklı gerekçelerle rakip olan Kürt grupları, Hoşyar Zebari’nin deyimiyle ‘varoluşsal’ savaşta bir araya getirdi. Suriye’de PYD ile alan mücadelesine giren KDP, Sincar dağlarındaki Ezidileri kurtarmak için YPG’ye ya da Mahmur’da savaşmaya gelen PKK’lılara ihtiyacı olduğunu anladı.
Türkiye’nin KDP’nin bu işbirliğine ses çıkarmadığı/çıkaramadığını da ekleyelim.
Kürtler arasındaki bu askeri dayanışmanın siyasi olarak da devam edeceği kuşkulu olsa da, bölgede bundan böyle Kürt grupların kısır, küçük çıkarlar için mücadele ederken bir kez daha düşünmeleri gerekebilecek. Yani bölgede Peşmerge prestij kaybederken, ortada bir Peşmerge Bakanlığı olsa bile KDP, KYB ve Goran hareketinin birlikte hareket etmediği, modern bir ordunun çok uzağında olduğu görüldü.
Bundan sonrası için Kürt partiler tek başlarına hareket edemeyeceklerini gördüler; durumdan ne kadar ders çıkacakları ise kendi sorunları.
Güvenlik de pamuk ipliğine bağlıymış!
Bir diğer nokta ise yine Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ileriyi göremeyerek İŞİD’in Maliki’yi meşgul edeceğini düşünmesiydi. Sünni Arapların desteğindeki IŞİD Kürt bölgesine de saldırarak Kürtleri yanılttı. Bu saldırıya kadar Irak’ın en güvenlikli, en zengin ve en kurumsal yapısı Kürt bölgesi olmakla birlikte, ‘en güvenlikli’ kısmının pamuk ipliğine bağlı olduğu ortaya çıktı. Zenginliğin tehlikeye girmemesi için de Amerika devreye girdi.
Ama görüldü ki artık Irak Kürt bölgesi de Irak’ın genelindeki kaos ve belirsizlikten muaf değil. Bu durum ve IŞİD tehdidi Türkiye dahil tüm bölge ülkelerine ileriye yönelik değerlendirmesi gereken bir durum, ciddi bir tehlike. Çünkü, IŞİD sadece Amerikan bombardımanıyla durdurulacak bir hareket değil; bombardıman onları sadece geriletebilir.
Kendi Kürtleriyle barışmaya çalışan Türkiye’yse, bu niyeti hızlı bir şekilde hayata geçirip en kısa zamanda özellikle Suriye ve Iraklı Kürtlerle yeni bir siyasal zeminde buluşmalı. Çünkü bölgenin fotoğrafı giderek değişiyor.