Merkez Bankası (MB), piyasa beklentisine paralel olarak politika faizini yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltti.

Para Politikası Kurulu’nun yayınladığı metinde öne çıkanlar şöyle:
*Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.
*Enflasyon temmuz ve ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır.
‘Enflasyon yıl sonunda tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredecek’
*Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir.
*Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patikayla uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.
‘Kurul, elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek’
*Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.
*Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.
*Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
Ne olmuştu?
İktidar uyarılara rağmen düşük faiz politikasında ısrar edince ekonomi krize girmiş, işleri toparlaması için Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan gibi ‘piyasanın sevdiği’ isimler göreve getirilmişti. Yeni yönetimin ekonomi politikalarını ‘normalleştirmesi’ ve Merkez Bankası’nın da faiz artırması bekleniyordu. Ancak beklenen düzeyde bir faiz artışı ilk iki toplantıda yapılsa da ekonomistlerce yetersiz ve eksik bulundu. Bu da yabancı yatırımcıda soru işaretlerinin devam etmesine neden oldu.
Fakat 24 Ağustos’taki 750 baz puanlık artış beklentilerin üzerinde gelerek piyasalarca olumlu bulundu.
Türkiye ekonomisinde döviz ihtiyacıysa sürüyor. Şimşek bu nedenle seçim sonrası döviz bulabilmek için yönünü Körfez’e çevirmişti.
Şimdi, Batı yatırımlarını çekmek için de kollar sıvandı. Erkan ve Şimşek, JP Morgan’ın ağustos başında İstanbul’da düzenlediği yatırımcı toplantısına katılmıştı. JP Morgan Türkiye Masası Başkanı Burak Kaynak, Erkan’ın enflasyon görünümü ve para politikasına odaklanan kapsamlı ve teknik bir sunum yaptığını söylemişti.
7 Eylül’de Dünya Bankası, ‘ekonomiyi istikrara kavuşturmak için’ Türkiye’ye 35 milyar dolarlık (937 milyar 598 milyon 550 bin TL) yatırım paketini duyurmuştu.