• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Memurlar, bürokratlar iyi de peki ya muhalefet?

25/10/2021 17:14


LEVENT GÜLTEKİN

[email protected]

@acikcenk 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde memurlara ve bürokratlara “İktidarın, hukuksuz, yanlış, kanuna aykırı taleplerine, isteklerine uymayın” diye çağrı yaptı. 

Tehdit algısı oluşturan sözler ve cümledeki sertlik dışında gayet mantıklı, haklı ve hukuki bir çağrıydı bu. 


Sanırım Kemal bey de oluşan o algıdan rahatsız oldu ki sonrasında aynı çağrıyı daha yumuşak bir tonda, birkaç kez daha tekrarladı.

Neyse asıl konumuz bu değil.

Asıl konumuz, Kılıçdaroğlu’nun memurlara, bürokratlara yönelik bu çağrısının muhalefet için de geçerli olup olmadığı. 

Yani memurlardan, bürokratlardan beklediğimiz dirayeti, cesareti, kararlılığı muhalefetten de beklememiz gerekmiyor mu? 

Mesela Merkez Bankası başkanından beklenen kurumun bağımsızlığını koruma ve iktidarın yanlış politikalarına uymama tavrını öncelikle muhalefetin göstermesi gerekmiyor mu?

Muhalefetin iktidarın yanlışlarına ortak olmama, destek vermeme, dahası cesaretle ve kararlılıkla direnme tavrını fiiliyatta yeterince gösterdiğini ne yazık ki söyleyemeyiz.

Mesela defalarca iktidarın Suriye politikasının yanlış olduğunu söylemelerine rağmen  o politikanın uygulanması için Meclis’teki tezkere oylamasına her seferinde “Evet” oyu verdiler. 

Ya da iktidarın bağımsız yargıyı yok ettiğini söylüyorlar ama HSK’da her partinin temsilcisi olması için Meclis’te yapılan seçimlere katılıp parti adına HSK’ya üye göndermekten geri durmadılar. 

Dahası Meclis’te iktidarın getirdiği birçok yasa teklifine muhalefet ya ‘Evet’ oyu veriyor ya da katılmayıp ilgisiz kalıyor. 

Dış politikada da böyle.

İktidarın yanlış politikalarına ‘devlet hassasiyeti‘ ya da ‘milli duruş’ veyahut ‘kamuoyu baskısı‘ gibi gerekçeler ileri sürerek her seferinde destek oluyorlar.

Böyle yüzlerce örnek var. 

Peki memurlardan, bürokratlardan iktidara karşı beklediğimiz dirayetli, kararlı, cesur duruşu muhalefet niçin gösteremiyor?

Ya da Merkez Bankası’ndan beklediğimiz bağımsızlığını koruma hassasiyetini muhalefet kendi bağımsız politikasını geliştirmede niçin gösteremiyor? 

İktidar artık bütünüyle kontrolü kaybetti.

Ülkeyi yıkıma sürükleyen akıl almaz kararları artık peşi sıra alıyor. 

Bunlardan biri de yanlış Suriye politikasını sürdürme inadı. 

Peki bunca olup bitene rağmen yarın (salı günü) Meclis’teki Suriye ve Irak tezkeresi oylamasına ‘Evet’ oyu verecek olmalarını neyle izah edeceğiz?

Hani nerede iktidarın yanlışlarına ortak olmama kararlılığı ve dirayeti?

Hani nerede yanlışlara dur deme tavrı ve cesareti?

Muhalefete göre mevcut iktidar ekonomi, yargı, demokrasi, ülke yönetimi… her alanda yanlış üstüne yanlış yapıyor.

Peki her alanda yanlış yapan bir iktidar konu Suriye olduğunda mı doğru karar veriyor ki muhalefet Suriye politikasında iktidarı desteklemekten geri durmuyor? 

Üstelik daha önceleri Suriye ve Irak için bir yıl süreli tezkere hazırlanırken iktidar muhtemelen 2023 seçim dönemini de içine alması için tezkereyi bu sefer iki yıllık olarak hazırlamış.

Buna rağmen İyi Parti lideri Meral Akşener “Eleştirilerimiz saklı tutarak tezkereye ‘Evet’ oyu vereceğiz” dedi.

Yazımı yazarken CHP net tutumunu henüz açıklamamıştı ama genel beklenti CHP’nin de evet oyu vereceği yönünde, umarım yanılırız. 

Kılıçdaroğlu son dönemde Erdoğan’ın sağlıklı karar vereme yetisini kaybettiğini ve meselenin artık doktorların alanına girdiğine vurgu yapıyor.

Peki bu durumda sormak gerekmez mi zihinsel sağlığını kaybettiğini, doğru karar alma yetisini yitirdiğini düşündüğünüz bir iktidarın Suriye politikasına niçin destek oluyorsunuz? 

Erdoğan’ın doğru karar alma yetisini kaybettiğini söyleyip aynı Erdoğan’ın Suriye politikasına destek vermek hakikaten anlaşılır gibi değil.

Kimilerinin “Tamam ama destek vermezlerse iktidar bunu kullanır, muhalefeti kamuoyu nezdinde zor durumda bırakır” dediğini duyar gibiyim.

Asıl mesele de burada başlıyor.

“Muhalefetin toplumu dönüştürücü bir işlevi olması gerekiyor” derken tam da bunu kastediyoruz.

Muhalefet eğer iktidarın Suriye politikasını yanlış buluyor, orada binlerce evladımızın hayatının tehlikeye atıldığını, dahası Suriye macerası üzerinden ülkenin büyük bir felakete sürüklenme ihtimali olduğunu görüyorsa bunu en sarih şekilde topluma anlatması ve toplumu da bu konuda şimdiye kadar ikna etmiş olması gerekmiyor muydu?

“Toplumu ikna edemedik o halde yanlışa ortak olalım” mı diyecekler?

Oy kaybederiz endişesiyle bu yanlışa ortak olmak ile bir bürokratın işini kaybetme endişesiyle iktidarın yanlışlarına ortak olması arasında ne fark var?

Daha net olarak şöyle sorayım: Merkez Bankası başkanının işimi kaybederim endişesi veyahut başka nedenlerle Erdoğan’ın akıllara zarar ekonomi politikalarına evet demesi ile muhalefetin Suriye tezkeresine evet demesi arasında tam olarak nasıl bir fark var?

Mesela Merkez Bankası başkanı Kemal beyi ziyaret edip “Bana böyle diyordunuz ama peki siz ne yapıyorsunuz?” dese Kemal bey buna nasıl bir cevap verecek?

Kimileri de “Ama muhalefet ‘Hayır’ oyu verse de iktidar zaten o tezkereyi geçirecek, bari muhalefet bundan zarar görmesin” gibi tuhaf gerekçeler üretiyor.

İktidarın oyu her şeye yetiyor diye muhalefetten doğru tavrı beklemeyecek miyiz?

O zaman topluma neyin yanlış neyin doğru olduğunu nasıl anlatacak, yaptıkları eleştirileri tam olarak nasıl izah edecekler?

Diğer yandan aynı durum basit bir memur için de geçerli değil mi?

Bir memur da “Bunu ben yapmazsam nasıl olsa birini bulup yaptıracaklar, bari işimi kaybetmeyeyim” derse bu durumda o memur ahlaki ve hukuki sorumluluğundan kurtulmuş mu oluyor? 

O memur olmuyorsa muhalefet de olmuyor. 

Muhalefetin istikrarlı, kararlı, bütünlüklü ve kesintisiz bir tutuma, tavra, politikaya işte böyle anlar için ihtiyacı var.

Yani bir taraftan Suriye politikasını eleştirip diğer taraftan Meclis’te tezkereye “Evet” demek, bir taraftan ‘bağımsız yargının yok edildiğini‘ söyleyip diğer taraftan HSK seçimlerinde parti kimlikli üye seçimine katılmak, bir taraftan Erdoğan’ı sağlık nedeniyle artık doğru kararlar alamadığını söyleyip diğer taraftan onun önerdiği savaş tezkeresine olur demek…

Bütün bunlar muhalefeti toplum nezdinde ciddiyetsiz, kararsız, kendi doğrularının peşinden gidemeyecek kadar dirayetsiz duruma düşürüyor ve toplumu dönüştürücü işlevine de büyük bir zarar veriyor. 

Diyeceğim o ki muhalefet Merkez Bankası gibi kurumlardan bağımsızlığını korumasını istiyorsa öncelikle kendi bağımsızlığını koruyup sürdürmeli.

Memur ve bürokratlardan yanlışa, ülke yararına olmayan taleplere karşı olmalarını istiyorlarsa öncelikle bu tavrı kendileri göstermeli.

Göstermeliler ki memurlara da, bürokratlara da, kurumlara da cesaret gelsin.

Geldiğimiz noktada Türkiye, muhalefetin 2023’ü beklemesi ve o seçim için oy endişesine kapılacağı aşamayı çoktan geçti.

Bilmem anlatabildim mi? 

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

ODTÜ’deki bahar şenliğinde ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla 16 gözaltı

Ankara'daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) düzenlenen bahar … Devamı...

Türkiye maden kuşatması altında: ‘Korunan alanlar’a bile ruhsat verilmiş

AYŞEGÜL KASAP [email protected] @aysegul_kasap TEMA … Devamı...

Plajda 1’inci Dünya Savaşı’ndan kalma el bombası buldu

Kuzey İrlanda'da yaşayan bir çocuk, kumsalda 1'inci Dünya Savaşı'ndan … Devamı...

Erdoğan’dan harekat mesajı: Bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki YPG hedeflerine … Devamı...

Attila İlhan, Deniz Gezmiş ve Ahmet Kaya’yla Gezi Parkı’ndan Ihlamur Kasrı’na

Eray Yılmaz. Tarihçi. Akademisyen. Okuyor, yazıyor, öncelikle ruh sonra … Devamı...

Nepal’de, 22 kişiyi taşıyan uçak kayboldu

Nepal'in dağlık kesiminde içinde 22 kişinin bulunduğu uçak … Devamı...

Prof. Dr. Görmeli: Günde 500-600 kalori alıp saatlerce spor yapmak sorun çıkarabilir

MESUDE ERŞAN @mesudersan / [email protected] Hafta içi … Devamı...

RTÜK, Selçuk Tepeli’yi gündemine alıyor

Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) canlı yayında sinirlenerek bardağa … Devamı...

Beğendim, beğenmedim…

H. Ayhan Tinin / Sanat da … Devamı...

Bırakın canınız sıkılsın!

PSK. DR. FEYZA BAYRAKTAR [email protected] Yine güneşli bir … Devamı...

‘Bilmiyorlar’ varsayımı sıkmadı mı, kaynaşmış bir kitle değiliz ki!
Atara atar, gidere gider, nereye gider?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1671 gündür hapiste

YAZARLAR

Bırakın canınız sıkılsın!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazarlara Türkçe öğretecek okur aranıyor

Mustafa Dağıstanlı

Muhalefet nasıl bir adayla seçimi kazanabilir?

İhsan Dağı

Az kalsın konsolide oluyordum, verilmiş sadakam varmış!

Murat Sevinç

Ukrayna’dan Suriye’ye uzanan faylar

Bahadır Kaynak

Benim mezhepçi tanışlarım, aslında yok muydu?

Murat Sevinç

‘Hikaye’ olma hikayeler yaşa

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Orhan Bursalı: ‘Şu şu haberlerin yayılmasını istemiyorum’ dedi mi iktidar, yandı medya

Özdemir İnce: Melek Mosso’nun yasaklanması kadın düşmanı kültürel faşizmdir

Melih Altınok: Yani tehlike geçmemiş; memleketim Eskişehir ‘tehlikeli’ bir yermiş

Ege Cansen: Bu da ‘fakirleşerek dengeye gelme’ demek

Ayşen Şahin: Yaşar Kemal babasıyla röportaj yaparken içeride uyuyan çocuk bugün Bakırköy Cezaevi’nde

Ercan Kesal: Gezi, çocukların canının erik istemesidir

Taha Akyol: MB’nin baskılanmasıyla ekonomik göstergelerdeki bozulmalar el ele gitti

Mensur Akgün: Dengeyi kurmak, göçlerin nedenlerini kaldırmakla mümkün

Esfender Korkmaz: TÜFE’yi yüzde 70’e küresel sorunlar değil, siyasi iktidarın yanlışları getirdi

Kürşad Zorlu: Montrö’ye dair bir anı ve Atatürk’ün sigara tabakası

Şeref Oğuz: Sunumunda veya strateji toplantısında metaverse geçmiyorsa, ziyandasın(!)

Bergama’da 1800 yıllık geometrik tabanlı mozaik bulundu

Kabin memurunun dişini kıran yolcuya 15 ay hapis

Meme implantı patlayan kadın dava açtı

Piyanist Fazıl Say’dan Munzur Çayı kıyısında konser

Dünyanın en büyük viskisi 1,4 milyon dolara satıldı

‘Stranger Things’in tanıtımı için açılan pizzacının girişi Twitter kullanıcılarının diline düştü

Ofise dönüş için motivasyon şart: Ama zoraki eğlence işe yaramıyor!

Köpeğe benzemek için 2 milyon yen harcadı

Binlerce kilometre göç: Küçük akbabalar üremek için Kars’ı ‘tercih etti’

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi