Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Türk Ceza Kanunu’nda “casusluk” suçunun kapsamını genişleten düzenleme, Noterlik Yasası teklifinin içine konuldu.
Kamuoyunda “etki ajanlığı” adı verilen yeni bir suç icat ediliyor.
TCK’nın “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne, “Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” başlığı altında eklenecek hükümle “Devletin güvenliği veya iç ya da dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatları doğrultusunda suç işleyenler” cezalandırılacak.
AKP’liler bu yeni düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğunu teknolojik gelişmeler karşısında ceza kanununun yetersiz kalması gerekçesiyle açıklıyor.
Doğal olarak böyle bir gerekçe bulacaklardı.
“Canımızın istediği gazeteciyi hapse tıkmak için bu maddeyi kanuna ekliyoruz” demelerini sanırım kimse beklemiyordur zaten.
Ancak açıkça böyle söylemeseler de böyle teknolojik gerekçeler uydursalar da tablo bu: Rejimin beğenmediği, konuşulmasından hoşlanmadığı konuları yazanlar casus diye hapse tıkılacak!
“Devletin iç ve dış siyasal yararları” gibi herkesin kendine göre tanımlayabileceği, son derece muğlak ve her yöne çekilecek bir gerekçeyle, basına sansür getiriliyor.
Mesela S 400’ler ile ilgili bir haber yazacak olsam, eğer bu yazdığım rejimin hoşuna gitmeyen bir şeyse “devletin dış siyasal yararlarını zedelediğim için” casus muamelesi görebilirim. Türk adliyesinin Erdoğan rejiminde ulaştığı noktada bir savcının bu iddiayla bir gazeteciyi tutuklamak istemesi ve bir hâkimin gönül huzuru içinde bu kararı verebilmesi son derece kolay.