İmamoğlu Gazze konusunda iktidara ve özellikle de Murat Kurum’a adeta ‘Gazze dersi’ niteliğinde ifadeler kullandı ve dedi ki: “Artık yeter! Bu tutarsız, sadece sizlerin inanç dünyasının üstünden siyaset kurgulayan iktidara 31 Mart’ta en büyük cevabı sizler verin! Seçimmiş, siyasetmiş kazanmakmış, kaybetmekmiş inanın hepsinin çaresi var. Daha önce söyledim yine tekrar ediyorum; bin defa kaybederim ama bir kez bile ayırmam, hor görmem. Bugün buna bir şey daha ekleyeyim kardeşlerim, inanın bana bin defa kaybedeceğimi bilsem bile bir kez dahi inancımızı, merhametimizi, yüce dinimizi ve diyanetimizi manipüle etmeyeceğim. Asla sizleri Allah’ın diniyle, kitabıyla aldatmayacağım. Bu benim sizlere şeref ve namus sözümdür.
Aylardır Filistin’de mazlumlar inim inim inlerken ticareti durdurmayalar, gemilerini limanlara çekmeyenler kalkıp utanmadan sıkılmadan Gazze edebiyatı yapıyorlar.”
Ekrem İmamoğlu’nun bu konuşmasını farklı kılan bir başka özellik var, malum geleneksel CHP söylemi dini değerler ve özellikle de Gazze konusunda Türkiye toplumunun büyük bölümüyle örtüşen bu tür ifadelere biraz yabancıdır.
Hakkaniyetle ifade etmek gerekirse İmamoğlu’nun toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ama aynı zamanda dini değerlerin itibarını da koruyan bu konuşması, Türkiye’nin yakından tanıdığı bir konuşmadır.
Hemen belirtelim, İmamoğlu bu konuşmasıyla sadece Gazze mücahitliği yapan iktidara değil, şimdilerde Filistin’i unutan sol çevrelere de esaslı bir ders vermiştir.