Dedim ya, insanız, her birimiz hata yapabiliriz.
Bize halkımızın veya partimizin hizmet amaçlı verdiği gücü, unvanları, makam ve mevkileri kötüye kullanabiliriz.
Zenginlerin ve güç sahiplerinin rahatlıkla ulaşıp işlerini gördürebildiği, lakin fakir fukara ve garip gurabanın ulaşamadığı insanlar haline dönüşebiliriz.
Bütün bunları Reis’imiz kamuoyu karşısında defalarca söylemedi mi?
O halde sorun nedir?
İlkelerimizle birebir uyumlu, Reis’imizin de sık aralıklarla vurguda bulunduğu uyarıları hatırlatmaktan rahatsızlık duyanları da, bu uyarıları çarpıtarak yanlış zeminlere taşıyanları da not etmek gerek.
Birileri sanki AK Parti ilkelerine ters şeyler söylüyormuşuz gibi bu meyandaki sözlerimizin üstüne atlıyorlar. Kasıtlı bir çarpıtmayla partimize yönelik suçlamalar yapıyormuşuz algısı oluşturmaya çalışıyorlar.
Sözlerimizi bağlamından kopartarak manşete taşıyan o malum çevreler şunu iyi bilsin ki sözlerimizin hepsi liderimizin dediklerinden ibarettir ve hiçbiri de suçlama içermemektedir.
“Öküzün altında buzağı arayanlar”, başka kapıya! Ne bizden onlara ekmek çıkar ne de onların şahsımıza yönelik algı operasyonları para eder.
Biz, kendi özeleştirimizi yaparak ve her daim kendimizi yenileyerek büyüyen bir partiyiz.
Biz, gücümüzü halkımızdan alan ve o yüzden halkımıza özeleştiri vermeyi görev addeden bir partiyiz. Gücümüzün kaynağını halkın talepleri ve tepkileri eksenine oturan samimi uyarı ve özeleştiriler oluşturuyor.
Reis’imizin “metal yorgunluğu” veya “iktidar şehvetine yenik düşmek” tarzındaki eleştirileri tam da bu söylediklerimizi doğru anlamak isteyenler için birer örnektir.