O zaman insan soruyor, seçimler toplumun sorunlarını çözmediğine göre ne işe yarıyor?
Siyasetçinin rant kavgasına mı?
Tabii siyasetçilerin yanı sıra, o siyasetçilerin içinden çıktığı toplumu da sorgulamak gerekiyor.
Bu toplum neden kendi içinden sorunları çözecek siyasal kadrolar çıkartamıyor?
Neden siyasetçileri sorunları çözmesi için zorlayamıyor?
Niye bu toplumda nefret ve öfke her türlü duygunun ve aklın önüne geçiyor?
Öylesine keskin bir nefret batağına saplanıp kaldık ki bu nefret toplumun enerjisini emip yok ediyor.
İnsanlar sanki daha iyi yaşamak, daha huzurlu yaşamak, daha özgür yaşamak için değil “kendisine benzemeyeni” cezalandırmak hatta yok etmek için oy kullanıyor.
Anayasa’nın 68 maddesine göre “Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.”
Peki ülkede “demokratik siyasi hayat” yoksa ne olacak?
Demokratik siyasi hayatı kurmak ilk önceliği olan kitlesel partiler yoksa ne yapacağız?
Daha can alıcı soru şu:
Neden bu toplumdan demokratik bir talep yükselmiyor?