ABD merkezli Los Angeles Times gazetesindeki yazıda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) internet üzerinden yayınları denetleme yetkisi veren yönetmeliğin asıl amacının internet medyasındaki hükümet karşıtı görüşlerin sansürlenmesi olduğu savunuldu.
RTÜK’e internet üzerinden yayınları denetleme yetkisi veren yönetmelik bu ayın başında Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Yönetmeliğe göre radyo, TV ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini internette sunmak isteyenler artık RTÜK’ten lisans almak zorunda. Dolayısıyla Netflix ya da Blu TV gibi yayınlar sadece RTÜK’ten ‘yayın lisansı’ izin alarak yayın yapabilecek. Lisansı almadan yayın yapan internet platformlarına sulh ceza hakimliği engel kararı çıkarabilecek.
Los Angeles Times’dan Umar Farooq’un yazısında uygunsuz içerikleri engellemek amacıyla hazırlandığı söylenen yönetmeliğin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ana akım medyada yer almayan hükümet karşıtı eleştirilere alternatif bir alan sağlayan internet medyasını kontrol altına girişimi olduğu öne sürüldü.
Söz konusu yönetmeliğin, istikrarsız dönemlerde hükümet politikalarına yönelik eleştirileri sansürlemek için internet sağlayıcılarını devre dışı bırakan ya da engelleyen hükümetlerin bulunduğu Çin, Mynamar ve Hindistan gibi ülkelerdeki uygulamalara benzediği vurgulandı.
John Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Lisel Hintz’in yorumlarına da yer verilen yazıda, medyaya ilişkin sansürlerin aslında AKP hükümetinin ‘ideal Sünni müslüman imajını oluşturmaya yönelik çalışmalarının bir parçası’ olduğu belirtildi.
Hintz, yürütmeliğe dair şunları söyledi: “Hükümetin ahlak anlayışı Türk olmaya ilişkin belirli bir ön kabülü içeriyor. Fakat bütün Türkler Sünni ya da dindar değil. Bu ‘ahlak anlayışına uymayan kesimler’ için dizi ve filmlerdeki içki, tütün ürünleri ve çıplaklık içeren sahnelerin sansürlenmesi tamamıyla saçma.”
Baskılara karşı Türkiye’de internet medyasının yükseliş gösterdiğine dikkat çekilen yazıda, bu mecradaki dizilerin, filmlerin ve internet gazetelerinin ana akım medyanın kontrolündeki televizyon kanallarında ele alınmayan ‘riskli’ konuları gündeme taşıdığı ifade edildi.
Türkiye’de 2018 itibarıyla içerisinde haber siteleri, pornografik içerikli siteler ve Wikipedia’nın da bulunduğu 245 bin siteye erişimin engellendiğine de dikkat çekildi.
‘Yayın denetimi değil, sansür mekanizması’
Bilgi Üniversitesi’nden hukuk profesörü ve siber güvenlik uzmanı Yaman Akdeniz’in yorumlarının yer aldığı yazıda, RTÜK yönetmeliğinin ‘uygun içeriklere yayın lisansı vermekle değil, hükümete ait bir kontrol ve sansür mekanizması oluşturmakla ilgili’ olduğu savunuldu.
Akdeniz, yönetmeliğin asıl amacının ‘yabancı haber kuruluşları da dahil olmak üzere hükümeti eleştiren haber yayınlarını sansürlemek’ olduğunu söyledi.
Türkiye’deki ana akım medyanın AKP hükümetine yakın şirketlerin elinde olduğunun belirtildiği yazıda, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) verilerine göre ülkede en çok okunan 10 gazeteden dokuzunun ve en çok izlenen 10 televizyon kanalından dokuzunun hükümetle yakın ilişkileri bulunan kişilere ait olduğu vurgulandı.