Aynaya yansıyan yüzünüz ya da pandemi sonrası dünya için daha geçerli tabirle, Zoom’daki yüzünüz yaşlanmış mı görünüyor? Bu Zoom’un size oynadığı bir oyun mu yoksa pandemi sahiden sizi yaşlandırıyor mu?

Salgınla birlikte hayatımıza giren Zoom görüşmeleri sayesinde herkes kendi yüzünü belki de hiç olmadığı kadar çok gördü. Yüzümüzü görmeye doymamız bir yana, ne yazık ki fazlasıyla inceleme fırsatımız da oldu.
“Göz çevremdeki kırışıklıklar arttı mı, boynum sarkmaya mı başladı, dudaklarımın çevresindeki o çizgi hep orada mıydı…” Sonsuz gibi hissettiren Zoom görüşmelerinde herhangi birinin iç sesi olabilecek sorularda haklılık payı var mı?
‘Stres yaşlanması’
Cildin genç kalmasının yollarıyla ilgili ‘Glow: The Dermatologist’s Guide to a Whole Foods Younger Skin Diet‘ kitabının da yazarı Dr. Rajani Katta “Bunun bir kısmı ‘Zoom yüzü’ adını verdiğim algıyla ilgili” diyor.
“Sert ışık, garip açılar, yüzünüze saatlerce bakmak görünüşünüzle ilgili algınızı değiştirebilir” görüşünü savunuyor.
Ancak ABD’nin en büyük hastanelerinden Mount Sinai Tıp Merkezi’nden dermatoloji uzmanı Dr. Whitney Bowe’ye göre maalesef cildinizin pandemi stresiyle geçen bir yılın etkilerini yaşıyor olması da mümkün: “Uzun süredir hastalarımdan biri gelip ‘Ebeveynimi kaybettim ve bir yılda yıllarca yaşlanmış gibi hissediyorum‘ dediğinde ona dönüp bakınca gerçekten fiziksel bir bedeli olduğunu görüyorsunuz. Biyolojik açıdan bunun nasıl olduğunu anlayabiliyoruz. Buna ‘stres yaşlanması’ adını veriyorum.”
Cildimiz için bedeli olabilir
Uyku uzmanı Dr. Raj Dasgupta’ya göre stres uykuya dalmamızı ve uyku halinde kalmamızı da etkiliyor. Bunun da cildimiz için bir bedeli olabileceğini belirtiyor. Yetersiz uykunun yüz hatları üzerine etkisini inceleyen bir araştırmayı hatırlatan Dr. Dasgupta, yetersiz uyuyanların göz kapaklarının şiştiği, gözaltı morlukları oluştuğu ve bunun da daha çok kırışıklıkları varmış gibi görünmelerine neden olduğu bulgularının elde edildiğini anlattı.
Dr. Bowe kronik baskı altında olmanın yüksek seviyede stres hormonu kortizonun vücutta dolaşması anlamına geldiğini, bunun da kolajen ve hyalüronik asit üretimine engel olduğunu belirtiyor: “Kolajen cildin ince çizgileri ve kırışıklıkları önler, hyalüronik asit ise cildi dolgun tutar, bu nedenle bunların kaybolması görünüşünüzü gerçekten etkileyebilir.”
Ayrıca Amerikan Dermatoloji Akademisi’nden Dr. Marie Jhin, stresin ciltte yarattığı bir başka tahribata işaret ediyor: “Cilt bariyerinin düzgün işleyişinde bozulmalara neden olarak su kaybının ve kuruluğun artmasına, dolayısıyla kırışıklık oluşumuna yol açar.”
Covid stresi ve yorgunluğu nedeniyle hastalarının arttığını belirten Dr. Jhin “Daha önce hiç bu kadar fazla talep olmamıştı. Yetişmekte zorlanıyoruz. Sıklıkla egzama, saç dökülmesi, akne vakalarıyla karşılaşıyorum” dedi.
Ne yapmalı?
Durumun ciddiyetini anladık. Peki ne yapmalı?
Dr. Bowe cilt bakımını aktif ve iyileştirici geceler olarak ikiye ayırmayı öneriyor. Cilt bakımında döngüler uygulayarak halihazırda zarar görmüş cilt bariyerinizi her gece tahriş edebilecek maddelere maruz bırakmamış olursunuz.
Bir gece retinoidler, alfa hidroksi asit veya glikolik asit gibi yaşlanma karşıtı kremlerinizi kullanıp cildinizin kuruluk durumuna göre bir veya iki gece bu bakımları atlayın. Bunun yerine uygulayacağınız iyileştirici geceler ise cildi ‘şımartmak‘ için. Gliserin, ayçiçeği çekirdeği yağı, jojoba yağı gibi içerikleri olan ürünler kullanın.
Kremler, dolgular, serumlar hepsi masadaki seçeneklerden, ancak cildin daha fazla yaşlanmasını önlememin en iyi yolu stresi azaltmak. Bunun yanı sıra pandemide üst seviyeye çıkan kötü beslenme, düzensiz uyku, egzersiz yapmama gibi alışkanlıklardan kurtulmak.
Özellikle şeker ve işlenmiş karbonhidrat tüketimi kolajen proteinlerini daha az esnek hale getirerek, cildin kırışması olasılığını artırır.
Düzenli egzersiz yapmak vücudun ‘iyi hisset‘ hormonu endorfin salgılatacağından yaşlanmanın baş aktörlerinden stresin azalmasını sağlayacaktır. Egzersiz ayrıca oksijenli kanın cilt dahil tüm vücut bölgelerine itmeyi sağlar. Araştırmalar özellikle koşma, yüzme, bisiklet ve yürüyüşün faydalı olduğunu gösteriyor.
Boşuna güzellik uykusu dememişler
Yaşlanma karşıtı diğer bir silahımız ise iyi uyku. Dr. Dasgupta ‘güzellik uykusu’ lafını hatırlatarak “Boşuna güzellik uykusu demiyorlar” diyor. Büyüme hormonu adı verilen ve uykunun daha derin aşamalarında salgılanan, cilt hücresi büyümesini uyaran hormona işaret ediyor.
Buna ek olarak, kortizol seviyeleri tipik olarak geceleri daha düşük olmasıda stres açısından avantajlı.
Sıradan bir günde Türkiye’nin gündeminin üzerine, son bir senedir eklenen pandemi anksiyetesini de hesaba katınca stresi azaltmak zor gibi görünse de uzmanlar bu stressavar yaşam tarzı değişikliklerini uyguladığınızda aynaya bakınca ya da Zoom’daki görüntünüzden mutlu olacağınızı söylüyor.
İyi şanslar!