ALTAN SANCAR
altansancar@diken.com.tr
@altansancarr
Millet ittifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Konya ziyareti sırasında düzenlenen iftar yemeğinde aynı masayı paylaştığı biri hayvancılık biri de tarımla uğraşan iki kadın: Fatma ve Fadime.
Yemeğin düzenleneceği otelin lobisinde heyecanla ama bir o kadar da keyifle bekliyorlar. Karşılarına oturup “Kılıçdaroğlu’nu mu bekliyorsunuz” diye soruyorum. Ardından derin bir sohbet başlıyor…
Fatma hanım, eşini kaybetmiş bir meyve üreticisi. Küçük arazisinde yetiştirdiği meyveleri satarak ve eşinden kalan 4 bin liralık maaşla geçinmeye çalışıyor.
Fadime hanımınsa iki ineği varken yem fiyatlarındaki artışın hızına yetişemeyince birini kesime vermek zorunda kalmış.
Elde ettiğiyle hem ihtiyaçlarını hem de geriye kalan ineğinin birkaç aylık yemini karşılamış. Fatma hanım, kendisini ‘hızlı solcu’ olarak tanımlıyor: “Babam da solcuydu, eşim de. Onlar göçüp gitti, solculuk bana kaldı.”
‘Gübreye iki aylık param gidiyor’
Eşinden kalan 4 bin liralık maaşla yakıt, gübre ve ilaç almakla kendi karnını doyurmak arasındaki kararsızlığını heyecanla anlatıyor: “Mevsimler artık bozuldu. Her yıl ürünümün yarısı donup gidiyor. Ele geçenle yakıt, gübre ve ilaç almam gerekiyor. Ben karnımı neyle doyuracağım? Gübreye 8 bin verince iki aylık param gidiyor.”
Fadime hanım söze giriyor: “Ben de ineğimi kestirdim. Geriye bir inek kaldı. Ondan çıkan sütü, o sütten yaptığım yoğurdu Ankara’daki akrabama gönderiyorum, o da müşterilerine satıyor. Biraz da meyve ağaçları var onların da üstünü örttüm ki donmasın.”
‘Kılıçdaroğlu adaletli, İmamoğlu deli fişek’
İki kadına da Kılıçdaroğlu’nu soruyorum, ikisinin de cevabı “Adaletli adam” oluyor.
Fatma hanım söze devam ediyor: “Bugün onunla iftar yapacağız. Aynı masaya oturacağız inşallah. Bir de Ekrem varmış masada. O da bizim deli fişek, onu da çok severiz.”
Söz dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sağlıklı beslenme tavsiyelerine geliyor. Fadime hanım “Medine hurmamız yok, ama Fatma’nın çilekleri var. Benim de manda yoğurdum yok, ama inek yoğurdum var. Bunları Kılıçdaroğlu’na gönderebiliriz” diyor gülerek. Köyde yaşamanın faydalarını anlatıyor iki kadın da…
‘Marketten aldıklarını biz burada üretiyoruz’
Fatma hanımın “Biz yine iyi kötü karnımızı doyururuz, köydeyiz. Ekmeğimizi kendimiz yapar, sütümüzü komşudan alırız” sözleri dökülüyor ağzından.
Fadime hanım bana soruyor: “Siz nasıl geçiniyorsunuz büyük şehirlerde onu düşünüyorum.” Market harcamalarından bahsederken iki kadın da ağız birliği etmiş gibi “Senin marketten aldıklarını biz burada üretiyoruz” diyor.
Nereli olduğumu sorup da Diyarbakırlı olduğumu öğrenince Fatma hanım hemen söze giriyor: “Bak Kürtler onları desteklese terörist olmazdı. Desteklemedi diye hepsine terörist diyecekler neredeyse.”
‘Kılıçdaroğlu senin benim gibi insan’
Fadime hanıma “Heyecanlı mısın” diye sorunca da “Yok, ben Kılıçdaroğlu’yla daha evvel de karşılaştım senin benim gibi insan” cevabını alıyorum.
Biraz sonra Kılıçdaroğlu lobiye giriyor, Fatma hanım “Deli fişeği göremedim” deyip bakmaya gidiyor.
Kalkmadan soruyorum: “Kılıçdaroğlu’nu neden destekliyorsunuz” Fatma hanım “Oğlum biz çok yorulduk. Geçinememekten. CHP’ye oy vereceğiz diye bize dinsiz muamelesi yapıyorlar. Bak başım örtülü, namazımı kılıyor ve bu adam adaletli diye oy vereceğim” diyor.
Fadime hanım da “Sizin için, çocuklarım için” demekle yetiniyor. Biraz sonra yemek için salona davet edilen iki kadın Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’yla birlikte iftarını açıyor.