CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘sureti haktan görünenler’ olarak tanımladığı kitleyi uyararak ‘bazı sermayedarların anket şirketleri ve trol ağlarıyla medya üzerinden seçim sürecine dahil olmak’ istediğini söyledi.
![](https://www.diken.com.tr/wp-content/uploads/2022/08/20220824-kilicdaroglu.png)
Kılıçdaroğlu, Twitter hesabı üzerinden “Saray da sureti haktan görünenler de iyi dinlesin…” notuyla paylaştığı beş dakikalık videonun ilk kısmında iktidarın faiz politikasını eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘yeni ekonomi modeli’ uğruna faizleri indirmiş ama kur fırlamıştı. Merkez Bankası politika faizini indirse de piyasada uygulanan faizler artmış ve faiz borçları uçmuştu. Türkiye’deki enflasyon da dünyadaki en yüksek birkaç enflasyondan biri.
CHP lideri şunları dedi:
“Merhabalar bugün size partimizden sesleneyim dedim. Bazı meseleler var. Göründüğü gibi değil bu meseleler. Sizin de bilmenizde fayda var. Önce bu faizler meselesini bir konuşalım. Dünya faizleri yukarı çekiyor Merkez Bankamız faizi indiriyor. Ve Erdoğan da Nas algısı yapıyor. Ben size olan biteni çok basit bir dille anlatayım. Faiz artıran ülkeler yatırımcıları ve dolayısıyla dövizi kendi ülkelerine çağırıyor. Faiz düşürenlerde haliyle yatırımcıya ve dövize gelme demiş oluyor. Açıkça söylemek gerekirse dışarıdan gelmesi zaruri olan dövize ulaşmamızı bizzat Merkez Bankamız zorlaştırıyor. Yani dövizi kıt hale getiriyor.
Peki sonrasında ne oluyor? Türk Lirası’nın değeri düşüyor dövizin fiyatı artıyor. Sonra Merkez Bankası ilan ettiği bu düşük faiz oranıyla bankalara kredi veriyor. Veriyor da paralelde piyasada yatırımcı kıtlığı oluştuğu için para diğer ülkelere gidiyor. Paralel de piyasada yatırımcı kıtlığı olduğu için para diğer ülkelere yönelmiş oluyor. Piyasada kıt olan her ürünün fiyatı artar ya, kredi de bir ürün o da artıyor. Bankalar bakıyor piyasa şartlarına bu ürünün fiyatı artıyor. Ucuza aldığını piyasa fiyatına satıyor. Sonuç, bankalar için yüzde 400 kar artışı sizler için sefalet. Erdoğan, ekonomik olarak en savunmasız kitlenin, hayatta kalabilmek için kredi alan kitlenin son parasını da alıyor ve varsıllara veriyor. Nasmış. Erdoğan kim Nas kim?
Peki faizler arttıkça ödeme şansı kalmayan insanların borçlarına bankalar ne yapıyor? Bu da bir başka soru. Borçlarınızı ‘varlık şirketleri’ne satıyorlar. Öyle ‘varlık’ dendiğine de bakmayın. Kılıf o, kılıf. Bu şirketler tefecidir, mafyadır. Açıkça söylemek lazım. Karı yüzde 400 artmış o bankalar, kazandıklarıyla yetinmeyip en garibanın borcunu tefeciye satıyor. ‘Tefeci tahsil etsin’ diyorlar. Yeter ki kendi bilançoları düzelsin, ‘Garibanın da ne hali varsa görsün’ diyorlar. Şimdi bu tefeci şirketler telefon açıp tehdit edeceklerdir fakiri fukarayı. Hadi bu saray iktidarının ne olduğu ortada ama ben bu bankalara ne diyeyim? Fakirin borcunu tefeciye satanlarla bir hesabımız olmayacak.”
‘Erdoğan’ın gemisine binip halkımızı soyup soğana çeviren herkesle bir derdim var‘
Kılıçdaroğlu, AKP’yle birlikte zenginleşen şirketlerin uzlaşma tekliflerine kapıyı kapattığını her fırsatta dile getiriyor.
Uzun süredir ‘beşli çete’ olarak adlandırılan kamu ihalelerinin ağırlıklı bölümünü alan bazı holding yöneticilerinin ‘Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına karşı ortak söylem’ arayışına giriştiğini daha önce Diken’de işlemiştik.
Diken’e konuşan kaynaklara göre ‘beşli çete’ Türkiye’deki büyük sermaye gruplarından bazılarıyla görüşerek ‘ortak söylem’in sermaye çıkarları açısından önemli olduğunu söylemişti. CHP’li kaynaklar da söz konusu iddiaları duyduklarını, ama ‘kapılarının kapalı olduğunu’ anlatmıştı.
Daha önce ‘beşli çete’yle ‘arasını bulmaya yeltenen’ sermayedarları “Pişman olursunuz” diye uyaran Kılıçdaroğlu, bugünkü Twitter videosunun devamında şunları dedi:
“Sevgili halkım şunu anlaman çok önemli: Kılıçdaroğlu sadece ‘Beşli çeteyle masaya oturmam’ demiyor; ‘Bu sisteme su taşıyan hiç kimseyle masaya oturmam’ diyor. Erdoğan’ın gemisine binip halkımızı soyup soğana çeviren herkesle bir derdim var. İşte bundan dolayı sürekli bir ‘Kılıçdaroğlu propagandası’yla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bazı sermayedarlar da geleceği planlamak ve bu kirli düzeni sürdürmek istiyorlar. Dertleri ülkenin geleceği değil, dertleri bu kazançlarını ve bu kirli sistemi, düzeni devam ettirmek. İktidar değişse de sistemin devamlılığını sağlamak. Kirli kirli oyunlar, finanse edilen troller… Bunu sadece AK Parti yapıyor zannetmeyin. Bu kirli odaklar, hem anket şirketleri hem de trol ağlarıyla medya üzerinden sürece dahil olmak istiyorlar. Benim derdim sadece bu saray iktidarıyla değil, halkı fakirleştiren herkesle. Bizim tefecimiz, onarın tefecisi ayrımı yok. Bizim için hepsi millet düşmanı. Onlara söyledim, yine söylüyorum.
İster beşli çete olsun, ister finans devleri, ister zengin dernekleri olsun. Bay Kemal için hepiniz aynısınız. Halkın ekmeğine dokunduysanız sizlerle oturmam, sizlerle asla asla pazarlık yapmam. Sizin desteğini alacağıma siyaseti bugün bırakırım giderim. Halktan çalınanı telafi etmem için önce sizin soyduklarınızı tahsil etmem lazım. Hiçbiriniz gözünüzün yaşına bakmayacağım. Buradan hepsine sesleniyorum: Hem nalına hem mıhına, hadi oradan.
Şu varlık şirketlerine yeniden döneyim. Sevgili halkım, bu borçlarınız nedeniyle avukatlar tarafından aranacaksınız. Size ve ailenize zarflar gönderecek, tehdit edecek. Bunlar tefeci ve mafyadır. Bunlar engerekler ve çiyanlardır. Bunlar aşınıza ve ekmeğinize göz koyanlardır. Sakın ödemeyin, seçimden sonra onlarla ben konuşacağım ben, ödemeyin. Hadi eyvallah.”