Bu kafayla gidersek olabileceğimiz ve gelebileceğimiz en üst seviye, kaba, anlayışsız, kendisinden başka kimseyi dinlemeyen, başkalarından ve ötekilerden nefret eden, fakir ama nedense boş bir gurura sahip, bomboş bir kalabalık. Toplumlar nasıl yönetiliyorsa o yöne evriliyor. Şu anda da maruz kaldığımız yönetme tekniği ise çok değişik bir şey. Başımızdakiler, baş tacımız, sürekli bir halüsinasyon içinde. Olmayan şeyleri oldu diye görüyor, olmayanların da olmasına gerek yok diye bakıyor. Sanki sürekli “Bakın şimdi bi şey deneyeceğim” diyen, bilimden, ilimden habersiz, bilgisizliğin huzur verici ve bilinmez kararlılığı içinde bizleri bir yerlere götürüyor… Kılavuzumuz keşke karga olsa, en azından binlerce yıllık evrimlerinin getirdiği bir alt bilinç var kargalarda. Bizde ise karga kadar bile ortak bir akıl yok maalesef.
Öfke, ayrışma ve nefretle yoğurulan toplumsal mayamız, kısa sürede iyi bir kıvam tuttu. Artık kendi küçük dünyalarımız dışında bir hayatı hayal bile edemiyoruz. İnternet sansürü sayesinde çoook eskiden girebildiğimiz bazı siteleri sansür sayesinde unutmak gibi. Bazı nesiller bazı harfleri hiç göremeden yetişiyor, kendi karanlığımızın içinde kendimize gölge ederek, öfkemizi ve sitemimizi ve olmayan isyanımızı artık bireysel şiddetle ifade eden dev bir ergenler sürüsü gibi takılıyoruz.