Aha da söylüyorum: “Ulan, sen kim köpek oluyorsun da sokakta kıyafetini beğenmediğin bir kadının ya da erkeğin elle ya da sözle taciz edilmesini gak-guk ederek normalleştirmeye çalışıyorsun? Akıl hastası Kamalistlerin başörtüsüne yaptığı şeyi, akıl hastası bir muhafazakâr, şortlu bir kıza yaptığında değişen nedir?”
Hemen de cevap hazır: “Ama başörtüsü Allah’ın emri.” Hah. Çok yaşa yahu. Cidden bilmiyordum bunu. Hatırlattığın çok iyi oldu.
Bak açık söyleyeyim. Kız babasıyım. Kızım o esnada ne giyiyor olursa olsun biri kızımın kıyafeti üzerinden ona saldıracak, onu taciz edecek olursa elimden ne gelirse yaparım. Ve şimdi de şunu açık söyleyeyim: Parkta başörtüsü yüzünden dayak yiyen kız da bizim kızımız, şortu yüzünden taciz edilen kız da.
Eğer bu, beni sizin dininizden çıkarıyorsa açıklıkla beyan etmek isterim ki çok büyük bir memnuniyet duyarım bundan. Çünkü sizin “emri bil maruf” anlayışınız buysa, sizin “iyiliği yayma anlayışınız” buysa, sizin “din anlayışınız” buysa zaten sizinle aynı dini paylaşmak istemem.
Çünkü senin anlattığın dinin cennetinde yaşamak istemem. Efendimiz’in (s.a.v.) getirdiği dinden payıma -Allah korusun- cehennem düşse ona da razı olurum.
Anlamıyorsunuz. Anlamayacaksınız da. Dünyanın kendinden en emin adamları olarak, hakikatin yegâne sahipleri olarak yaşıyorsunuz çünkü. 20 liraya bonzai alıp ölmeyi tercih eden çocukların ülkesinde misvak kullanmayanı kâfir ilan edince dünyanın en önemli vazifesini tamamlamış olma hissiyle dolu olarak koyuyorsunuz yastığa başınızı. Bu rahatlıktan çıksa çıksa leş bir kaşıntı çıkar reisler, toplumsallık değil.