Bu yıl 31 Mayıs – 7 Haziran tarihleri arasında Ankara’da düzenlenecek 26’ncı Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, İran’da ‘ahlak polisi’ tarafından öldürülen Mehsa Emini’nin ardından kadınların başlattığı özgürlük mücadelesinde feminist direnişin etkisine dikkat çekmek amacıyla özel bir seçkiyi izleyiciyle buluşturacak.

Sinematek/Sinemaevi ile sinema ve feminizm odaklı bağımsız dijital yayın organı Another Gaze/Another Screen işbirliğiyle hazırlanan ‘İranlı Kadınlar Konuşuyor: Tarih, Sanat, Direniş’ adlı bölüm 1979’dan günümüze uzanan bir tarih aralığında kadınlar ve non-binary sinemacılar tarafından çekilmiş deneysel ve belgesel filmlerden oluşuyor.
İran kadın hareketine içeriden bir bakış sunan seçkide 4 uzun metraj belgesel ve 6 kısa metraj film seyirciyle buluşacak.

Mania Akbari konuk olarak geliyor
İranlı yönetmen, sanatçı, yazar ve oyuncu Mania Akbari’nin yönettiği 2022 yapımı ‘Ne Cüretle Bunu İstersin?’ filminin gösterimi için Uçan Süpürge ve Sinematek/Sinema Evi’nin konuğu olacak.
Akbari, film gösterimi sonrasında izleyicilerin sorularını yanıtlamanın yanı sıra isyanın sloganı olan ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ temalı bir konuşma da yapacak.

İran sinemasında ‘çanta’
Akbari’nin filmiyle birlikte Maryam Tafakory’nin ‘İran Çantası’ adlı kısa filmi gösterilecek.
Video makale türündeki film, kadınla erkeğin birbirine dokunmasının gösterilmesini yasaklayan Devrim sonrası İran sinemasında çantanın, değmeden dokunmayı mümkün kılan bir sinemasal motif haline nasıl geldiğini filmlerden örneklerle gösteriyor.

Toplumsal röntgen
İranlı belgeselci Firouzeh Khosrovani’nin, 2020’de birçok festivalde gösterilen ve Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde ödül kazanan otobiyografik filmi ‘Bir Ailenin Röntgeni‘ bölüm kapsamında gösterilecek bir başka yapım.
Annesi ve babası arasındaki çatışmanın gölgesinde büyüyen Khosrovani’nin, aile arşivinden fotoğraflar, videolar, mektuplar, notlar ve büyüdüğü evin farklı evrelerini temsil eden görüntüleri bir araya getirdiği film, 1979 İran Devrimi öncesinden bugüne modern İran tarihindeki temel çatışmalara ışık tutan bir toplumsal röntgen filmi.

Kanla bastırılan direniş hareketleri
Bani Khoshnoudi’nin yönettiği ‘Sessiz Çoğunluk Konuşuyor‘ 2009 İran Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, seçimde yapılan sahtekarlık haberlerinin ardından gerçekleşen protesto gösterilerine odaklanıyor.
Khoshnoudi, şiddetle bastırılan ve ölümle sonuçlanan gösterileri yansıtan filmde çoğunlukla cep telefonlarıyla kaydedilen görüntüleri, daha önce de kanla bastırılan direniş hareketlerinin arşiv görüntüleriyle; otoriter yöneticilere karşı verilen yüz yıllık mücadelenin tarihini mercek altına alıyor.

Filmle birlikte Sylvina Boissonnas ve Claudine Mulard’ın ‘İranlı Kadınların Kurtuluş Hareketi: Milat’ adlı kısa filmleri de gösterilecek. Film, Humeyni’nin kadınlar için örtünmenin zorunlu olacağını açıkladığı 7 Mart 1979’u takip eden hafta boyunca sokakların, kadınların yoğun protestosuna sahne oluşunu işliyor.

Mina Keshavarz’ın 1974’te umut ışığı olan aile kanununun İran Devrimi’nin ardından feshedilmesiyle 40 yılı aşkın süredir erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesi veren İranlı kadınları kendi büyükannesinin trajik hikâyesi ile iç içe aktardığı filmi ‘Tehlike Altında Yaşama Sanatı’ da bölüm kapsamında gösterilecek yapımlar arasında yer alıyor.

İran’dan Kısalar: Kuşaklararası Aktarımlar
Another Gaze kurucularından Daniella Shreir’in ‘İran İçin, İran’dan Filmler’ programı için hazırladığı bu kısa film seçkisi, kuşaklararası etkileşimden yola çıkan deneysel ve belgesel filmleri bir araya getiriyor.
Bu bölüm kapsamında Sepideh Farsi’nin ömrümün 30 yılı dediği filmi ‘Doğmamış Çocuğa Mektup’, Parastoo Anoushahpour ve Faraz Anoushahpour’un kuşakları boyu var olan yüzeyleri ve kazıntıları keşfetmeye koyuldukları ‘Yoldan Görüntüler’, Katayoun Jalilipour’un eldeki tarihsel hakikat fragmanlarının Batılılaşma öncesi İran’da kuir yaşamı nasıl yeniden tahayyül etmeye yarayabileceğini sorguladığı ‘İçimdeki Ses: Hakikatin Parçaları’, Niki Kohandel’in erken yaşta evlendirilen, yıllar sonra mutsuz evliliğine son vererek çocuklarıyla yeni bir hayat kuran büyükannesinin ilham verici hikayesini anlattığı ‘Özgür Serçe‘, Nahid Rezai’nin yirmi yılı aşkın zaman sonra, okuduğu liseye dönüp, aynı sıraları dolduran kız öğrencilerle söyleşisinden oluşan, bu genç kadınların hayallerini, umutlarını, umutsuzluklarını, isyanlarını açık yüreklilikle ortaya koydukları ‘İpekten Hayaller‘ izleyicilerle buluşacak.