İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hükümete yakın gazetecileri otobüsüne çağırmasının amacının ‘merkez medyaya ulaşmak’ olduğunu söyledi.

İBB başkanı, geçen hafta çıktığı Karadeniz gezisinde daha çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yurt dışı gezilerinde görülen ve onunla özdeşleşen bir davranışı da sergileyip bazı gazetecileri yanına alarak, toplu fotoğraf vermişti.
Bu isimler arasında 2005-2009 yılları arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığı yapmış Akif Beki, iktidara desteğiyle bilinen Nagehan Alçı, Hürriyet’in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, İsmail Saymaz, Özlem Gürses ve Gülşah İnce yer almıştı.
Fotoğrafın sosyal medyada tepkilere neden olması sonrası Fox TV’den İsmail Küçükkaya’ya konuşan İBB Sözcüsü Murat Ongun, “Biz bu tartışmaları önemsemiyoruz. Bu eleştiriler 200-300 kişinin kendi arasındaki yorumları, eleştirileridir” demişti.
Ongun’un bu açıklaması tepkileri daha da alevlendirmiş, başta gazeteciler ve sanatçılar olmak üzere kullanıcılar sosyal medyada sitem etmişti.
‘Bu insanlar gelsin, bizi tanısın’
ANKA’dan Oktay Yıldırım’a konuşan İmamoğlu, şunları söyledi: “Merkez medya dediğimiz alanda bile söz hakkı verilmiyor. Bugün en bildiğimiz medya kanallarında dahi, tek söz hakkı verilmiyor. Çıkıyor orada birileri, bizi yerden yere vuruyor, hain ilan ediyor vesaire… Tabiri caizse, hükümetin içindeki bazı sözüm ona üst kimliklerin sözcüleri oluyorlar. Ben de diyorum ki, bu insanlar gelsin, bizi tanısınlar. Ve biz bunu bundan sonra daha da fazla yapacağız. Bugün Nagehan hanım gelmiştir, tartışılır, yarın başka bir ismi davet edeceğim. Ben, ilk yurt içinde yapacağım bir geziye, örneğin Abdülkadir Selvi’yi davet etmek istiyorum. Çünkü beni, iki yıldır bir görevli gibi genel başkanımla kavga ettirme çabasında bir insan. Gelsin bakalım ben öyle biri miyim? Nasıl biriyim? Tanısın, anlasın.
‘Seçimden öncekileri hatırlayın’
Bu dönemde bazı gazeteciler, gazeteciliklerin önünde bazı mesajlarla beni çok seven insanların içini yakmıştır. Ama bilsinler ki benim de içimi yaktılar. Çok yaktılar hem de. Ben, buna rağmen bu özveriyi gösteriyorum. Hatırlayın; seçimden önce gittiğim TV kanalında bana nasıl bir muamele yapıldı ya da başka TV kanalları. Ben, hala onlarla bile irtibat kurmanın arayışı içerisindeyim. Yok sayarak bir memleket değişmez. Toplumda bu insanlar var. Bir rehabilitasyonu mümkünse, karşılıklı bir diyalogla bunları aşabileceksek, ne mutlu. Ben, bu çabayı gösteririm. Hiç bundan geri de durmam. Beni kimse geri döndüremez. Ben herkese açığım. Bu çabayı gösteririm. Alan alır, almayan almaz. Yarın almadı; ‘Bir daha mı çağıracaksın?’ Evet, bir daha çağıracağım. Ama altı ay sonra çağırırım, bir sene sonra çağırırım. Çabamı gösteririm.
‘Muhalifler de gelecek’
Bu konularda ben, ‘Evet muhalifleri’ istiyorum talimatını verdim, arkadaşlarım da onları sırasıyla yerine getirecekler. Gelenlerin başımızın üstünde yeri var. Kaldı ki bizim Trabzon gezisinde 50’ye yakın gazeteci vardı her gazeteden, her TV kanalından. Tamam sekiz-10 tanesiyle seçilmiş, ayrı ayrı sohbet edilmiş olabilir. Yapacağım da bunları. Ve kötü yazanla daha da ayrı sohbet edeceğim. Yarın ilerleyen günlerde bunun daha da farklı örneklerini görebilirler. Tek şart da tabii benimle konuşmaya cesaretli olanlarla yapacağım.”