Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Pentagon’un Ortadoğu haritasında iki hedefi var. Birincisinde Prof. Dr. Celal Şengör haklı; su kaynaklarımıza saldırabilirler. Ne Türkiye ne de Ortadoğu için petrol kaynakları şu an en önemli unsur değil. Zaten durumu açık ama en değerli kaynağımız su. Çizilen Kürdistan haritasının ise bir geçerliliği yoktur. Akdeniz milletlerinin 5.000 yıllık tarihi ve kültürel yapısıyla böyle bir düzenlemenin ilgisi olamaz. Bu durum, Türkiye için yeni fırsatlar doğurabilir.
Demokrat Parti’nin kıvrak ama kaypak üyeleri ve tecrübesini bilmediğimiz Kamala Harris ve ekibiyle anlaşma ihtimalimiz zayıf olurdu. Belki Trump’ın bu döneminde kendi bölgemizi, yani Kuzeybatı Mezopotamya’yı daha kolay düzenleyebiliriz. Zira tarihte “Suriye” diye bir devlet yoktu; Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan da başarılı olmadı. Suriye büyük ihtimalle küçülecek. Geriye kalan topraklardan kimlerin ve ne gibi resimlerin çıkacağı, buradaki düzen açısından hayati önem taşıyor.
Üçüncü olarak, tüm Arap dünyası Filistinlilere karşı. Filistinlilerin zihniyeti, çalışkanlığı ve kendilerine olan güvenleri Arapların tahammül edebileceği bir şey değil. Buna rağmen, Filistin ve Filistinliler var olmaya devam edecekler. Ortadoğu haritasının dışına çıkarılmaları mümkün değil. Oradalar, bunu da herkes bilmeli ve de dış alemde etkileri ve varlıkları daha belirgin olacak.
Trump, Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin kendisine biat etmesini kabul ettirir. Böyle bir dünya ve ittifakla çatışmamızın bir anlamı yok; elimizden fazla bir şey gelmez. Ancak bu politikaya belirli bir ustalıkla yaklaşmamız bizim için de faydalı sonuçlar doğurabilir.