İklim krizi neden olduğu sosyal ve ekonomik baskıların toplumsal dayanışmayı zayıflatarak psikolojik sorunlara yol açtığı belirtiliyor.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu, farkındalık oluşturmak ve ruh sağlığı sorunları yaşayanları desteklemek için 10 Ekim’i ‘Dünya Ruh Sağlığı Günü’ olarak kabul etti.
Ruhsal bozuklukların nedenleri arasında genetik özellikler, travmatik olaylar, fiziksel hastalıklar ve sosyal çevre gibi bilinen etkenlerin yanı sıra artık iklim olayları da yer alıyor.
İklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin AA’ya konuşan Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) iklim krizini ‘sağlık krizi’ olarak ilan ettiğini ve bu krizin en belirgin etkilerinin de sağlık alanında görüldüğünü belirtti.
Kocabıyık, geçtiğimiz yaz mevsiminin en sıcak yaz olarak kayıtlara geçtiğini ve bu durumun özellikle yaşlılar, hamileler, çocuklar ve kronik hastalığı bulunan bireyler için risk oluşturduğunu vurguladı.
Ayrıca Kocabıyık, iklim krizinin neden olduğu sosyal ve ekonomik baskıların toplumsal dayanışmayı da zayıflatarak psikolojik sorunlara yol açtığını belirtti.
İklim krizinin ruh sağlığına etkisinin endişe verici bir sorun olarak nitelendirildiğini, son yıllarda eko-anksiyete, ekolojik yas gibi kavramların daha çok kullanılmaya başladığını anlatan Kocabıyık şöyle konuştu:
“2023 Ekim’de Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan Ruh Sağlığı ve Değişen İklim Çocuklar ve Gençler Raporu, aşırı hava olayları ve hava kirliliğine maruz kalmanın ceninin gelişimine zarar verebileceğini ve anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, eğitim eksiklikleri ve daha sonraki hayatta psikiyatrik bozuklukların olasılığını artırabileceğini vurguluyor.
Aşırı hava olaylarının ardından sağlık hizmetlerinde yaşanan yoğunluk sağlık çalışanlarının psikolojik dayanıklılığını zorladığı için bu kişilere yönelik destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve onların ruh sağlığını koruyacak önlemlerin alınması önem taşıyor.”
‘Dünyaya iyi gelen bize de iyi geliyor’
Kocabıyık, iklim krizinin tüketimin tetiklediği bir kültür krizi olduğunu, bu nedenle gerekli haller dışında tüketimden kaçınılması, yeniden kullanımın önünün açılması ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Her bireyin ruh sağlığının fiziksel sağlığı kadar önemli olduğunu hatırlatan Kocabıyık, sözlerini şöyle tamamladı:
“Özellikle iklim krizi ve diğer birçok sorunla birlikte çoklu krizler çağından, bu uzun soluklu mücadele gerektiren dönemden geçerken beyin ve ruh sağlığımızın durumu daha da elzem.
Dayanışmaya, kolektif bir harekete, psikolojik dayanıklılığı artırmaya yönelik birlikte düşünmeye çok daha fazla ihtiyacımız var.
Bununla birlikte dünyaya iyi gelenin bize de iyi geldiğini hatırlamamız gerekiyor.”