• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İki yeni yerleşke, bir eski Cerrahpaşa etmiyor!

23/06/2023 11:10

MESUDE ERŞAN

@mesudersan

mesudeersan@diken.com.tr

Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin alt ve üst yapısı, taşınan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kaldıramıyor. Depreme dayanıksızlık gerekçesiyle apar topar alınan bir kararla taşınan fakülte ve hastanesi, yeni yerinde hasta kabulüne başlasa da sorunlar yumağı hizmeti aksatıyor.

Murat Dilmener Hastanesi pandemideki ihtiyaca göre kurulmuştu. Bu haliyle en üst düzeyde sağlık hizmeti veren Cerrahpaşa’ya uygun değil.


Bazı öğretim üyeleri önümüzdeki dönemin ruhunu, ‘İki yerleşke, tek Cerrahpaşa’ olarak özetliyor. Gerçekteyse iki yeni yerleşke, bir eski Cerrahpaşa etmiyor! Üniversite hastanesi, acil durum hastanesine sığmıyor.

Ulaşmak için kaldırımsız yolda yürüdüm

Cerrahpaşa’yı yeni yerinde gördüm.

Öncelikle aracınız yoksa hastaneye ulaşmak dert. Toplu taşımayla çok seçenek yok. Marmaray’a bindim. Florya Aqua durağında inip otobanda yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşabildim.

Bu rota her mevsimde zor. Güneş, yağmur, kar, fırtınada sağlık sorunları bulunanlar veya hasta yakınları nasıl yürüyecek bilemedim. Tesadüf beş kadın arka arkaya yürüyerek bu riskli yoldan hastaneye ulaşabildik.

Diğer toplu taşıma alternatifi, hastanenin önünden saat başı kalkan İETT otobüsü (73H). Hastaneden aldığı yolcuları, Yenibosna metro durağına kadar taşıyor.

Fakültenin web sitesinde yer alan fotoğrafın aksine, hastanenin girişindeki binanın kapısına henüz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi adı eklenmemiş.

Tuvaletler ikide bir taşıyor

Her yağmurda çatısı akıyor, tuvaletleri taşıyor. Lağım ameliyathanelerini bile basıyor. Hastanenin hemen her yeri dışkı kokuyor.

Binanın içinde kurbağa görülmüş, hatta fotoğrafı çekilerek belgelenmiş!

Sahra hastanesi gibi

Ortam üst düzey bir hastaneyi değil, sahra hastanesini andırıyor.

Boş bekleme salonları ve koridorlar hala hastaların buraya alışamadığını, belki de kolay ulaşamadığını işaret ediyor.

Hastanenin sadece dört ameliyathanesi var. Cerrahi branşlar bunları gün gün, sırayla kullanıyor. Bu kadar ameliyathanenin tüm ihtiyacı karşılaması olanaksız.

Hastanenin tavanları tıbbi aletleri (anjiyo gibi) taşıyabilecek özellikte değil.

Kurdele kesilerek açılan endoskopi ünitesinin bile tüm cihazları kullanılamıyor. Çünkü bölümün duvarlarının kurşunla kaplanması gerekiyor.

Binanın elektrik tesisatı aletleri çalıştırmaya yetmiyor.

Hizmetler darmadağınık

Hastanenin kapalı alanı toplam 75 bin metrekare. Cerrahpaşa ise 180 bin metrekarelik alanda, dâhili ve cerrahi bölümlere ait toplam 800 hasta yatağı, 32 ameliyathaneyle hizmet veriyordu. Yoğun bakım, kemik iliği ve diyaliz üniteleri, karaciğer ve böbrek nakil merkezi, ayaktan sağlık hizmeti veren 117 birim ve ünite, ileri düzey robotik cerrahi merkezi, endoskopi üniteleri, ileri düzey girişimsel ve tanısal görüntüleme üniteleri vardı. Bunların yeni yerleşkede yer bulması olanaksız.

Fakültenin web sitesindeki bilgiye göre burada erişkin acil hizmeti dahil ayaktan ve yatan hastaların her türlü sağlık ihtiyaçlarına (tetkik, tıbbi tedavi, yoğun bakım, ameliyat vb.) cevap verilmesi amaçlanıyor.

Çocuk acil hizmeti dahil belirli branşların ayaktan ve yatan hasta hizmetleri (çocuk sağlığı ve hastalıkları, nöroloji, beyin ve sinir cerrahisi, psikiyatri, çocuk psikiyatri, nükleer tıp, radyasyon onkoloji, dahili ve cerrahi branş poliklinik ve ameliyat hizmetleri, laboratuvarlar ve görüntüleme hizmetleri) ise Cerrahpaşa yerleşkesinde sürdürülüyor.

Murat Dilmener yerleşkesinde erişkin acil, dahili ve cerrahi branşlara ait poliklinik, laboratuvar, görüntüleme, yatan hasta, tıbbi girişim ve ameliyatları hizmeti veriliyor.

Cerrahpaşa yerleşkesindeyse nöroloji, nöroşirurji, radyasyon onkolojisi, çocuk sağlığı ve hastalıkları, ruh sağlığı ve hastalıkları, çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları, dahili ve cerrahi branşların poliklinikleri, laboratuvar ve görüntüleme hizmetleri sürüyor. Bu yerleşkede erişkin acil hizmeti verilmiyor.

‘Hastane olmaya uygun değil’

Hastanede görüştüğüm bir öğretim üyesi, hem altyapı hem üstyapının yetersiz, sorunlu olduğunu söyledi: “Cerrahpaşa gibi dev bir kurumun buraya sığmasına imkan yok. Ne hizmet ne eğitim ne de yapılan işlemler anlamında sığmayız. Sıkıntıdayız, yetersizlikler nedeniyle çalışamıyoruz. Hastane olarak inşa edilmiş ama hızlı yapılmış. İnşaat kalitesi düşük. Hastane olmaya uygun değil. Teknik altyapı gerektiren cihazlarla ilgili sıkıntı var. Hastaneye dönüşmesi için çok masraf gerekiyor. Lavabonun içinde kurbağalar… Kertenkeleler, fareler, muhtelif börtü böcekle yaşıyoruz.”

Öğretim üyesi ayrıca binada sağlık çalışanlarının çok, hastanın az olduğunu söyledi: “İnsanların bir bölümü çalışıyor, bir bölümü de boş geziyor.”

 24 ameliyathane için ihaleye çıkıldı, giren olmadı

Yeni ameliyathaneler planlanıyor. Yeni ameliyathaneler yapılmadan, bazı tıbbi cihazların yerleştirilmesi olanaksız. Ancak 24 ameliyathane için ihaleye çıkılsa da giren olmamış.

Böbrek nakli yapan ekipleri olan hastanede halihazırda diyaliz ünitesi bile yok.

Yine hastanede görüştüğüm bir asistan hekim başka sorunları paylaştı: “Binanın fen işleri uygun yapılmamış. Ha bire lağım taşıyor. Ameliyathaneyi bile bastı. İki günde bir vidanjör çalışıyor. Sorunlar saymakla bitmez. İçine insan doldurulmuş bir binadayız. Hasta hizmeti kendi çapında yapılsa da yetersiz.  Verilebilecek hizmet çeşitliliği az. Bu da eğitimi etkiliyor. Asistan eğitimi diye bir şey kalmadı. Fakültenin tıpta uzmanlık sınavı (TUS) puanı düştü. Asistan hekimler tercih etmedi. Çok sayıda asistan hekim eğitimini başka yerde devam ettirmeyi planlıyor. Örneğin burada dört, Cerrahpaşa’da da dört ameliyathane, yüzlerce cerrah var. Kim ameliyat yapacak, kim ne öğrenecek? Asistan hekim tarlada yetişmiyor. Hocanın varlığı da yetmiyor. İşleyiş olması gerekiyor.”

Bir ameliyathanede aynı anda iki ameliyat yapılır mı?

Taşınma kararı gibi hastaneye yerleşmede de ilgili bölüm başkanları ve öğretim üyelerinin fikri alınmadı. Cerrahpaşa yerleşkesinde kalan, taşınmayı bekleyenler de sıkıntılı.

Geçiş döneminde aksaklıkla yaşanabileceğini ancak öngörülebilen sorunlara karşı önlemlerin alınabileceğini belirten bir başka öğretim üyesi şunları söyledi: “Bu geçiş akıllı, uslu, planlı, kurgulu değil. Bizlerle iletişimleri yok. Bizim bölümdeki aletler, taşınmak için sökülse bir daha çalışamaz. Geçenlerde yeni yerleşkedeki göz ameliyathanesinde, aynı anda iki vaka birden ameliyat ediliyordu. Bir ameliyathanede 16-20 kişi aynı anda olabilir mi? Buna mecbur kalıyorlar.”

Yerleşkeler arasındaki bölünmüşlük, bilhassa birbiriyle ilgili sağlık hizmetlerini kötü etkiliyor. Öğretim üyesi şöyle devam etti: “Bir üniversite, iki merkez çalışmıyor kardeşim. Sadece kağıt üstünde çalışıyor gözüküyor. Kurdeleli açılış yaparken, demeçler verirken öyle gösterilse de gerçekte işler böyle gitmiyor. Kan bankası sorunu bile yeni çözüldü. Acil Murat Dilmener’de. İki yerleşke arasında hastalar, içi boşaltılmış ambulanslarla taşınıyor.”

Bankamatik çalışanları var

Yaklaşık 13 yıl süren yerinde inşa süreci, İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmaları ve taşınma kararı sırasında sesleri çıkmayan meslektaşlarını ve hastane çalışanlarını eleştiren öğretim üyesi, şöyle devam etti: “Gerekli ve yeterli tavır gösteremedik. Şimdi itiraz eden bazı eski bölüm başkanları, eski fakülte yöneticilerini görüyorum. Görevlerindeyken neden sesleri çıkmadı? Taşınma bazılarının işine yaradı. Bankamatik öğretim üyeleri, hemşiresi, personeli var. Bundan memnunlar. Haftalar, aylardır hiçbir iş yapmıyorlar. Aylarca gelmeseler arayan, soran yok!”

‘Tepeden inme getirilmiş insanlar var’

Bir başka öğretim üyesi şöyle konuştu: “Cerrahpaşa, bakkal dükkanı kapatır gibi bir gecede kapandı. Söylediğimizi dinleyecek, anlayacak kapasitede kimse de yok. Son üç dört yılda buraya tepeden inme getirilmiş insanlar var. Hastanenin dinamiklerini bilmeyen, üniversiteyi, akademik ortamı koklamamış, daha buraya adapte olmamış birini, ‘Benden olsun’ diyerek sırf koruma kalkanı olsun diye yönetime koyarsan işler yürümez. O yetkinin getirdiği nokta da işte bu. Yürümeyen, çalışmayan bir sistem.” 

100 yıllık kurum, acil durum hastanesine sığar mı?

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Senatosu 2019’da aldığı kararla, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin 1967 olarak bilinen kuruluş tarihini 1827 olarak düzeltti. Köklü bir geleneği olan, yurdun her yerine dağılan çok sayıda hekim, uzman hekim, öğretim üyesi yetiştiren, on binlerce hastaya hizmet veren fakülte ve hastane, 6 Şubat depremlerinden sonra alınan bir ani kararla faaliyetlerini durdurdu. Anabilim dalı başkanları dahil herkesin fakültenin sosyal medya hesabı üzerinden, öğrendiği karar şaşkınlıkla karşılandı. Tüm erişkin ayaktan ve yatan hasta kabulü ve tüm ameliyatlar durduruldu, mevcut hastalar başka hastanelere sevk veya taburcu edildi.

Kapatma kararı ardından taşınacak hastane arayışı başladı. Rektör Prof. Dr. Nuri Aydın daha ilk günden, pandemide 40 günde Atatürk Havalimanı pistinde kurulan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ne talip oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bunun yerine başka hastaneler önerdi. Görüşmelerin sonunda yine Aydın’ın istediği oldu.

Yıllar önce yerinde yenileme bitebilirdi

Sorunun kökeninde, yılların ihmali var. Aralık 2011’de hastanenin inşaatı için Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’yla (TOKİ) sözleşme imzalandı. İstanbul Üniversitesi, Avcılar’daki bazı alan ve arsalarını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve hastanesinin yeniden, yerinde yapılandırılması karşılığında TOKİ’ye verdi. Hastanenin sahil tarafına doğru geçici prefabrik binalar yapıldıkça, üst Cerrahpaşa’daki klinikler, hizmet binaları geçici yerlerine taşındı. Bazıları cerrahi ve dahiliye monoblok binalarına sıkıştırıldı. Bu hazırlığa rağmen, bahçesinde çıkan arkeolojik kalıntılar bahane edilerek asıl inşaatlar başlamadı. Arkeolojik çalışmalar ağırdan alındı. Hastane koca bir otoparka döndü.

Bu arada Cerrahpaşa’nın yerinde inşası için martta TOKİ’nin açtığı ihaleyi en düşük teklif (2 milyar 60 milyon) veren Rönesans İnşaat kazanmıştı. İlgili sözleşme 28 Mart’ta yapılacak ve hastanenin kara tarafındaki 220 bin metrekarelik alandaki kaba bina 600 günde inşa edilecekti. Ancak henüz söz konusu inşaat başlamadı.

Prof. Erözenci: Cerrahpaşa’yı yıkan doğal afet değil, insanlar

Kategori:Diken özel, Sağlık, Vitrin-mobil

SON HABERLER

İmamoğlu'nun telefonu: İBB bürokratı evinde olduğunu söyledi, arama talep etti

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ikinci telefonunun yerini İBB Teknoloji Grup Başkanı Erol Özgüner’in söylediği ortaya çıktı.

Fatih Altaylı'ya 'tehdit': Suç duyurusunda bulunuyorum

Gazeteci Fatih Altaylı tehdit edildiğini açıkladı.

Galatasaray'ın takım otobüsüne taşlı saldırı

Bugün Göztepe’yi 2-0 mağlup eden Galatasaray’ın takım otobüsüne taşlı saldırı düzenlendi.

ABD'li şarkıcı Billy Joel, beyin hastalığı nedeniyle tüm konserlerini iptal etti

ABD’li şarkıcı ve söz yazarı Billy Joel, işitme ve görme duyularını etkileyen beyin rahatsızlığı nedeniyle Kuzey Amerika ve Britanya’da vereceği tüm konserleri iptal etti.

Altın Palmiye İranlı yönetmen Jafar Panahi'nin

78’inci Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü ‘Un Simple Accident’ filmiyle İranlı yönetmen Jafar Panahi kazandı.

Call of Duty-Warzone tarih oluyor
Almanya yolcularına duyurulur: Sağcılar yükseliyor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Lozan dahil kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×