MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
HIV tedavisinde katedilen yol, eşlerden bir ya da her ikisi HIV pozitif de olsa çocuk yapmalarına olanak sağlıyor.
Viral yük ‘sıfır’sa korunmasız cinsel ilişkiyle çocuk sahibi olmak mümkün. Alınan kan örneğindeki HIV miktarı 200 kopya/ml altındaysa buna ‘belirlenemeyen’ deniyor. Bu düzeydeki kişilerden HIV cinsel yolla başkalarına bulaşmıyor. Başka bir deyişle tedavisini aksatmadan sürdüren ve belirlenemeyen virüs miktarına sahip HIV pozitifler, kondom kullanmasalar dahi cinsel ilişkiyle başkalarına HIV’i bulaştıramıyor.
Yine viral yükü saptanamaz bireyler, korunmasız cinsel ilişkiyle çocuk sahibi olabilirler.
Ancak dışa açık ilişki yaşayan partnerlerin viral yükleri belirlenemeyen düzeyde de olsa başka cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için kondom kullanması öneriliyor.
HIV ile yaşayanlar HIV negatif bebek dünyaya getirebiliyor. HIV pozitif bireyler için önerilerin çoğu, bebek sahibi olmayı düşünen herkes için olanlarla aynı. Sadece HIV’in bulaşma olasılığını azaltmak için bazı ek adımların atılması gerekiyor.
Kadının ya da erkeğin HIV pozitif olması ya da eşlerden her ikisinin de yine HIV pozitif olması halinde öneriler değişiyor.
Yazı dizimizin ilk bölümünde Ege üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin ile Bezmialem Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük tedavi ve gebelik süreçlerini nasıl yönettiklerini anlattı.
İkinci bölümde, Pozitif-iz Derneği Kurucu Üyesi Çiğdem Şimşek anne-baba olmak üzere yola çıkan HIV pozitif bireylere verdikleri desteği paylaştı. HIV pozitif bireylerin sosyal alanlarda karşılaştıkları sorunları aktardı.
Bugün de iki ayrı HIV pozitif bireyin anne ve baba olma hikayesini okuyacaksınız.
İlki tüp bebek, ikincisi doğal yoldan geldi
İlk hikayemiz, HIV pozitif olan Meçasu’nun (kendi seçtiği takma isim). Altı ve iki buçuk yaşında iki kız babası Meçasu, hikayesini paylaştı.
Yaklaşık 10 yıl önce o sırada çalıştığı Suudi Arabistan’da görme kaybıyla şikayetiyle gittiği hastanede ona haber verilmeden yapılan test sonucu, direkt “AIDS’sin” dendi. Hastalıkla ilgili bilgisi kulaktan dolma ve azdı. Orada tek başınaydı. Bir yandan hastalığından, diğer yandan şeriatla yönetilen ülkede idam edilmekten korktu. Test sonucunu aldıktan sonra zor ve ölüm korkusuyla geçen 10 günün ardından güçlükle Türkiye’ye gelmeyi başardı. Burada yapılan testler, Suudi Arabistan’dakiyle aynı şeyi söyledi: AIDS evresine geçmişti.
HIV ile ilgili önyargılar hastane kapılarından da içeriye girebiliyor. Eczanelerden ilaç almak ayrı bir dertti. Zorlu tedavi süreçlerinden sonuç almaya başladı. Nihayet virüs baskılandı. Genel durumu da hızla düzeldi.
Sonra hoşlandığı biriyle nişanlandı. Evlilik hazırlıkları başlayınca, nişanlısına çekinerek ve kaybetme korkusuyla durumunu anlattı. Aslında kendini nişanlısının olası tüm tepkilerine hazırlamıştı. Ancak HIV olması nişanlısı için bir engel değildi, iki sözcükle karşılık verdi: ”Seni seviyorum.”
Eşiyle akran danışmanlığı yaptı
Pozitif-iz Derneği’nden aldıkları danışmanlıkla hareket ettiler. Hem dikkatleri hem de tedavinin etkisiyle eşini HIV’den koruyabildi. Meçasu, “Başta kondom kullandık. Sonra kanımdaki virüs oranı belirlenemeyen düzeye inince bu önleme de gerek kalmadı. Eşim ve ben dernekte başvuran HIV pozitiflere akran danışmanlığı yapıp, deneyimlerimizi paylaştık” dedi.
Çift evlendikten bir süre sonra çocuk sahibi olmanın yollarını araştırmaya başladı. HIV bulaştırmadan çocuk sahibi olabileceklerini öğrenince tarifsiz mutluluk yaşadılar.
İlk çocuklarını tüp bebek desteğiyle kucaklarına aldılar. Meçasu’nun kanındaki HIV belirlenemeyen düzeye inince ikinci bebek için böyle bir desteğe ihtiyatları kalmadı. İkinci gebelik bu kez doğal yollarla gerçekleşti. Mecasu, “Zaten çok mutlu bir çifttik, mutluluğumuz daha da arttı” diye anlattı.
Her iki ebeveyn de HIV pozitif, iki çocukları sağlıklı
42 yaşındaki K.D.’nin anne olma hikayesine gelince. K.D. yüksek ateş, uzun süren ishal, kilo kaybı, iştahsızlık şikayetleriyle gittiği hastanede yapılan kan testiyle HIV enfeksiyonuna yakalandığını öğrendiğinde henüz 17 yaşındaydı. Tanı doğrulama testi iki kez yapıldı ve sonuç değişmedi. Yaşadığı şehirdeki tıp fakültesinde tedavi süreci başladı. 25 yıl öncesinin ilaçlarını tolere etmek kolay değildi, yan etkileri zorluyordu. Ama altı ay içinde HIV kontrol altına alınabildi.
Tedavi gördüğü yerde kendi gibi HIV pozitif olan eşiyle tanıştı ve yaşamını birleştirdi. Evlilikten iki yıl sonra da çocuk sahibi olmak istediler. Çocuklarından biri 10, diğeriyse 5 yaşında.
Anne adayının HIV pozitif olması süreci daha özellikli kılıyor. Hamilelik pek çok kadın için endişelerin yoğun yaşandığı, zorlayıcı bir süreç aynı zamanda. Her ne kadar enfeksiyonu kontrol altında da olsa, K.D. de hamileliği boyunca kaygılar yaşadı. Ancak doktorlarına güvendi. Önerilerine harfiyen uydu.
K.D, “Hamilelik boyunca ve sonrasında enfeksiyonun bebeğe geçeceğinden korktum tabii ki. Takiplerimi kadın hastalıkları ve doğum uzmanıyla enfeksiyon hastalıkları uzmanı birlikte yaptı. Sezaryenle doğurdum. Bebeğimiz de doğumdan altı ay sonrasına kadar çocuk enfeksiyon uzmanı tarafından takip edildi” diye anlattı o günleri.
İlaçlarını aksatmıyor
İkinci çocukta daha deneyimliydiler artık. Süreci daha kolay atlattı. K.D. halen altı ayda bir kontrollerini yaptırıyor ve virüs düzeyi kanda belirlenemeyecek kadar düşük. K.D. ayrıca ilaçların aksatılmaması, moralin de yüksek tutulmasıyla yaşamın kolay olduğunu söyledi.
K.D.’ye “HIV pozitif olduğunuzu çevreniz biliyor mu?” diye sorduğumda verdiği yanıt net: “Ailem hariç çevremde kimse bilmez. Açıkçası bu konuda insanların hala bilinçsiz olduğunu düşünüyorum. Hiç kimseye de ‘HIV pozitif olduğunu söyle’ tavsiyesi vermem.”