OHAL kapsamında yayınlanan son kanun hükmünde kararnameyle (KHK) çalıştıkları üniversitelerden ihraç edilen barış bildirisi imzacıları ve Eğitim-Sen üyeleri, görevden men kararı beklediklerini ancak bunun KHK ile yapılmasına şaşırdıklarını söyledi.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre kararnamede ihraca gerekçe olarak, ‘terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmak’ gösteriliyor.
Son üç KHK ile birlikte en çok akademisyenin ihraç edildiği Kocaeli Üniversitesinden Doç. Dr. Gül Köksal, imzacı akademisyenlerin tamamının listede olduğunu vurgulayarak, “Özellikle barış imzası döneminde yaşadıklarımızdan dolayı, isimlerimizin YÖK’e kamu görevinden menle iletileceğini tahmin ediyorduk. Ama açıkçası KHK’ya gireceğimizi düşünmemiştik. Çok büyük bir ihtimalle 5 Ağustos’a kadar üniversitelerden beklenen FETÖ soruşturması dosyaları içerisine tüm imzacıların da yer alması için yönlendirme oldu. 19 kişilik imzacı grup olarak hepimiz listede varız” diye konuştu.
‘ÖYP’li akademisyenler tazminat ödeyecek’
Niğde Üniversitesi’nden Fatma Gül Eryıldız da bu kararla kendi okullarındaki tüm muhalif, sol görüşlü akademisyenlerin tasfiye edildiği belirtti.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamındaki akademisyenlerin ihraç nedeniyle tazminat ödemeye mahkum olduğunu vurgulayan Eryıldız, “ÖYP’li olduğum için işten atılınca bana verilen maaşların bir buçuk katını geri ödemem gerekiyor. İşten atıldığım için 210 bin lira bir borcum var. Muhtemelen icraya verecekler” dedi.
‘Bizi susturmak istediler’
İTÜ’den ‘sürgün yediğini’ de kaydeden akademisyen şöyle devam etti: “İTÜ’den sürgün yedim. İhtiyaç talebiyle beni buraya çağırdılar. Ben burada işe başlayalı dört hafta oldu ama ihraç edildim. İhtiyaç talebiyle çağrılmam işten atılmam için bir bahaneydi. Niğde Üniversitesi bütün imzacılar ve muhalifleri FETÖ’cülerle birlikte YÖK’e bildirdi ve YÖK tarafından ihraç edildik. Bizi susturmak istediler. Burada imzacı dört kişi, HDP destekçisi de bir arkadaş var. Toplamda beş solcu işten atılmış durumda.”
‘Muhalifler de hedef alındı’
Tunceli Üniversitesi’nden Candan Badem de akla 12 Eylül 1980 darbesi dönemininin geldiğini belirtti: “FETÖ’cülerin yanına muhaliflerin de katılarak muhaliflerin hedef alındığını. FETÖ’cü olmadığımı herkes biliyor. Bunu büyük olasılıkla rektör yaptırmıştır diye düşünüyorum. Rektörle davalarım var. Cumhurbaşkanı’na karşı da dava açmıştım onun bedeli de olabilir. Barış akademisyeni olarak tazminat davası açmıştım.”
Aleyhine bir delil olmadığını da vurgulayan Badem, “Bu yaşanan bence tam bir İslam faşizmi. Hitler Almanya’sı akla geliyor. 12 Eylül sonrası 1402’lik olanlar akla geliyor. Burada ben tamamen sosyalist, ateist, muhalif kimliğimden dolayı hedef haline geldiğimi düşünüyorum” dedi.