Türkiye’nin dolar üzerinden tartıştığı şey, milli ekonomi söylemi üzerinden yürüttüğü seferberlik, ekonomi ve sosyal çevrelerle oluşturmaya çalıştığı ortak dayanışma, dar anlamda ekonomik değil siyasi bir mücadeledir. Bu tartışmaların, çıkışların, duyarlılık çağrılarının ve kampanyanın Türkiye ölçeğini aşan boyutları vardır, küresel sistem tartışmaları, daha doğrusu çatışmaları ile birebir ilintilidir.
Yirmi yıldır Asya ülkelerinin, dünyanın orta ölçekli bazı ülkelerinin Batı’nın tek merkezli küresel hegemonyasına başkaldırmasıyla, dünyayı denetim altında tutan ekonomik sisteme meydan okumasıyla, tek kutuplu dünya sistemine karşı çıkmasıyla, çok kutuplu dünya çağrılarıyla derin ilişkisi vardır.
Mesele doların kontrol altına alınması ve Türkiye’ye yönelik yeni ekonomik kriz senaryolarının boşa çıkarılmasının ötesindedir. Mesele günübirlik reaksiyon, tepki, taktik olarak algılanmamalıdır. Uzun vadeli etkileri olacak, 15 Temmuz’da yaşadığımız şok ve sonrasında izlediğimiz kırılmanın bir parçasıdır. Sadece Türkiye’ye yönelik yeni bir saldırıyı göğüslemek değil, Türkiye’nin yeni arayışlarının da sonucudur.