Güneydoğu illerinde yaşanan sokağa çıkma yasaklarının ve katliamların son bulması için Diyarbakır’a giden sanatçı, gazeteci, akademisyen ve akivistlerden oluşan Barış Grubu’nun düzenlendiği toplantının açılış konuşmasını Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi yaptı.
Konuşmasına, “Hoş geldin acılı yalnızlığıma” sözleriyle başlayan Elçi’ye Rakel Dink, “Hoş bulduk kardeşim, ‘Yalnız değilsin’ demeye geldik” diyerek yanıt verdi.
‘Kimseyi toprağa gömmek istemiyoruz’

Fotoğraf: @adnanvural1
Jinha’da yer alan habere göre, ‘Silahlar sussun’ mesajının verildiği toplantıda konuşan Rakel Dink, “Biz de elinizi tutmaya, ‘Kanlar akmasın’ demeye, ‘Bu günler bitsin’ demeye geldik. Kan akıtmanın sonu yok, toprak doydum demez. Biz ‘Yeter’ demeye geldik. Her tarafa bunu duyurmak istiyoruz. Ölümler, öldürülmeler dursun. Her yere seslenmeye geldik. ‘Kardeşçe insanca, mecliste, parlamentoda konuşun’ demeye geldik. Hiç kimseyi toprağa gömmek istemiyoruz” dedi.
‘Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını hatırlatarak “Bitirin bu ölümleri” diyen Dink, şöyle devam etti: “Onca insan toprağa gömüldü insanlar Bu yüzyıl o travmalara yol açmasın artık. Bunu seslendirmeye geldik. Birbirimizin acısından doymadık mı?”
‘Batının sessizliği zorumuza gidiyor’
Ardından Sur’da yaşayanlar söz alarak konuştu. Yaşananları anlatan Savaş Mahallesi muhtarı 15 bin öğrencinin mağdur olduğunu, saldırılar nedeniyle ailelerin parçalandığını belirterek, “350 sivil ölümünden 70’i çocuk. Batının bu duruma sessiz kalması bizim zorumuza gidiyor. Medya buna sessiz. Kürt halkı batının bu sessizliğine tepkili” dedi.
Bizim çocuklarımız da oyun oynasın istiyorum
Ziya Gökalp Mahallesi muhtarı ise, “Yasaklar Tahir Elçi’nin ölümüyle başladı. Sağlık ocakları, okullar kapalı. Top ve tank sesleriyle yatıp kalkıyoruz. Çocuklarını psikolojileri buzuldu. İki yurttaşımız gazdan dolayı vefat etti. Herkes gibi bir hayat yaşamak istiyorum. Bütün çocuklar gibi bizim çocuklarımız da oyun oynasın istiyorum. Herkes nasıl yaşıyorsa bizim de hakkımız var yaşamaya. Ölüm haberleri duymak istemiyorum” dedi.
‘Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?’
Son bölümde ise aydınlar adına ortak açıklama okundu. Açıklamanın Türkçesini Lale Mansur, Kürtçesini ise Rojda okudu.
Açıklamada şöyle denildi: “Diyarbakır’dan bütün Türkiye’ye sesleniyoruz: Koşar adım iç savaşa gidiyoruz, farkında mıyız? Vatanın bölünmesinden kaygı duyanlara sesleniyoruz: Vatan bölünüyor, yürekler bölünüyor, farkında mıyız?
Savaş kararı alanlara sesleniyoruz: Kan-ölüm-yıkım üzerine iktidar kurulmaz. Bir durun, bir görün, bir anlayın; savaş kararınız kurşun olup, bomba olup, ateş olup insanları öldürüyor, doğayı, tarihi, kültürleri, insanlık mirasını, dostluğu, kardeşliği yıkıyor; farkında mıyız?
Ortak vicdanı temsilen sesimizi duyurmak için buradayız: Eller tetikten çekilsin, silahlar susturulsun, ölmeye öldürmeye son verilsin. Acilen çözüm masasına dönülsün, Meclis de sürece dahil edilsin, demokratik ortamda oturup konuşulsun.
Aslolan ölüm değil hayattır; aslolan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Artık yeter! Çocuklarımızı kurban etmeyin, bizleri kurban etmeyin; geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi kurban etmeyin.
Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?”