‘Otopark İstanbul’da başınıza böyle mucizelerin gelmesine şükretmeniz gerekir: Çünkü herkes o kadar talihli olmayabiliyor! Daha önce de yazmıştım: Toplumumuz giderek kaba kuvvetin öne çıktığı bir ‘yaban toplum’a [ Lévi-Strauss’un ruhu beni bağışlasın: Aslında ‘ilkel toplum’a demek daha doğru olacak gibi!] dönüşüyor. Linç olayları artıyor ve bazı yetkililer linç’i ‘iyi yapmışlar!’ diyerek savunuyor; kimileri affınıza mağruren söyleyeyim ‘kodu mu oturtan’ komutanlar istiyor; birileri, entelektüel magandalar, ‘nöbette uyuyanların kurşuna dizilmesi’ni öneriyor; düğünlerde atılan silahlarla insanlar ölüyor…
Magandalık, ‘norm’ haline geldi bile! Türkiye’de giderek yaygınlaşan şiddetin, magandalığın bir norm’a dönüşmesi biçiminde de tarif edilebileceğini düşünüyorum. Bir öğrencim, trafikte yayaya yeşil yandığı sırada karşıya geçmeye çalışırken otomobilini hızla üzerine doğru süren sürücüyü, ‘ne yapıyorsun?’ diye ikaz edince, sürücünün arabadan inip belinden çıkardığı tabancayla ‘sen bana nasıl dur dersin, lan!’ diyerek ateş ettiğini anlattı. Bana bunu anlatırken hâlâ o dehşeti üzerinden atamamıştı…
Doğallıkla bütün büyük caddeler, sağlı sollu iki şerit halinde park yeri olduğu için, trafiğin ‘kilitlenmesi’ de, artık ahvâl-î âdiyeden sayılmalıdır…
Kadir Abi’ye mingayrihaddin bir önerim var: ‘#Otopark İstanbul’a fevkalâde yakışan yeni Taksim Meydanı’nı bir otoparka dönüştürmek! Bana sorarsanız, aslında bugünkü hâliyle bırakılması çok daha doğru olur. Ama mesela, TOKİ tarafından inşa edilecek çok çok katlı bir otopark düşüncesi de, bana hiç de fena bir fikir gibi görünmüyor! Hem belki de giriş katı bir AVM olarak tasarlanabilir! Esasen, bu haliyle orada çevre düzenlemesine kalkışılmasına, bir anlam veremediğimi de ifâde etmeliyim! Meydan’a çevre düzenlemesi, affınıza mağruren söyleyeyim, atın ayağına kelebek kondurmak gibi bir şeydir! Evet, işte öyle bir şey!