• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Her şey yolundaymış gibi…

15/05/2022 13:16


H. AYHAN TİNİN

Sanat da var / Sinema

[email protected]

Dünyanın her coğrafyasında insan aynı insan…

Kimi zaman farklı çevresel koşullar yaşanılanların bambaşka olduğu yanılgısına sürüklese de kadınlar ve erkekler paralel tren raylarının üzerinde, bazı makaslarda hayatı yeniden kurgulayarak tamamlıyor öykülerini…


Ve her öyküye birbirine benzeyen sayısız öykü karışıyor… Hiçbiri de tam olarak bitmiyor sanırım.

Joachim Trier’nin ‘Dünyanın En Kötü İnsanı’ filminden bahsediyorum.

2021 Cannes Film Festivali’nde Renate Reinsve’ye ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü getiren film.

”Nerede kalmıştık / oradan ağlayalım halimize”

Julie şehirli, orta yaşlarına yaklaşırken ne istediğine henüz karar verememiş bir kadın…

Nerede okuduğumu anımsamadığım bir cümleyle izledim filmi; kadınların kafası hep karışıktır.

Önce tıp fakültesine giriyor kahramanımız, ardından ”Ben insan bedeniyle değil ruhuyla ilgilenmek istiyorum” diyor. Sonrası üniversitenin psikoloji bölümü; bu arada erkek arkadaşından ayrılıyor.

Julie’nin yalnız mesleğiyle ilgili değil, erkekler ve ilişkilerle ilgili de zihni karışık.

Sonra her aklı karışmış kadın gibi bir ikon erkek seçiyor kendine… Ardından uzun süren her ilişkide olduğu gibi aşkın sarkacı bir aşağı bir yukarı savruluyor.

”Her mevsimde elbette birinin gitmesi gerekiyor birileri için / kardeşlerim! Sizler de gideceğiniz mevsimi şimdiden seçin…”

İlişkiye birileri karışıyor sonra, gitme zamanı geldiğini anlıyor kahramanımız.

Çünkü aileler, gelenekler, çocuk isteği, uzak akrabalar…

Herkesle birlikte ve çok yalnız yaşanıyor her şey.

Author yönetmen diyebileceğimiz Joachim Trier; Oslo üçlemesi diye tanımladığı serinin son filminde alabildiğince yalın, melodrama kaçmadan, hüzünlü ve neşeli; tam da hayatın kendisi gibi bir senaryo yazmış ve kurgusuyla da bunu perdeye yansıtmış.

Filmi izlerken yaşanan hiçbir şey yabancı değil. Ancak seyirci bir katarsise de girmiyor.

Bir gözlemci gibi tamamen yabancılaştığı halde, filmdeki karakterlerin duygusal iniş çıkışlarıyla güçlü empatiler kurarak filmi tamamlıyor.

Julie için psikoloji eğitimi de sevgilisiyle olan ilişkisi de bir tatmin noktası değil.

Aramaya devam ederken fotoğrafçılık ve yeni bir ikon giriyor hayatına… Bu kez aklı, entelektüelliği değil, heyecanları sembolize eden bir ikon.

Özgürlükle bağlılık arasında hep kararsız kalan Julie, bunun bedelini hayatına girdiği kişileri beklenmedik bir yerde terk ederek onlara ödetiyor.

Aslında kendisi de ödüyormuş gibi görünse de iç dünyasındaki savrulmalara çoktan hazır. O hesabı istiyor yalnızca… Bedeli ağlayan erkeklere kalıyor.

Bildik bir öyküyü benzersiz biçimde işleyen film, aldığı övgüleri de ödülleri de hak etmiş.

Renate Reinsve de öyle…

Gözleri yüzüne sığmayan bir kadının tavus kuşu iç dünyasını, iki saat boyunca yalnızca gözlerinden okumak mümkün.

Filmde öyle antik dönem filozofları gibi cümleler kurarak yaşayan karakterler yok. Her diyalog hayatın içinden ve tertemiz. Senin, benim, sokaktaki bir adam ya da kadının hayatın içindeki benzer bir anda söyleyebileceği cümleler…

Fakat, ”Film kurgu masasında tamamlanır” derler ya… Fotoğraflar, planlar ve konuşmalar öyle bir araya geliyor ki; bütün coğrafyalarda birbirine benziyor hayat!

”Doğumla ölümün arası / topu topu bir savaş parçası”

Film boyunca Küçük İskender de yanımdaydı. Okuduğunuz italik dizilmiş mısralar onun…

Filmde Julie’nin eski sevgilisi Aksel ”Her şey yolundaymış gibi yaşamaktan bıktım” diyor.

Julie hayatın en çok kendisiyle ilgilenmesini bekliyor.

Kadınların ilişkilerden intikamı mı bu?

Filed Under: Diken özel, Sanat, Vitrin-mobil

SON HABERLER

BDDK kararı 10 gün götürdü: Dolar yine 17’yi geçti

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) TL ticari kredilerde … Devamı...

DİSK’in araştırması, asgari ücretin AKP dönemindeki eriyişini gözler önüne serdi

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) … Devamı...

Belgesel için ilan verildi: Büyük penisliler aranıyor

Britanya'da büyük penisli insanlarla ilgili çekilecek bir belgesel için … Devamı...

Türkiye’nin ‘enflasyon ligi’ndeki rakibi ‘altın’a döndü

Afrika ülkesi Zimbabve, yüksek enflasyonla mücadele önlemleri kapsamında bu … Devamı...

Kılıçdaroğlu, ‘beşli çetenin arabulucuları’na çattı: Pişman olursunuz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medyadan yayımladığı mesajda … Devamı...

Sarallar soruşturmasında ünlüler ifadeye çağrıldı

Şarkıcı Aylin Coşkun, oyuncular Necati Şaşmaz ve Erkan Petekkaya ve spor … Devamı...

Evlerinin peşinatını sarımsak ve şeftaliyle ödüyorlar

Çin'deki bazı inşaat şirketleri, ev satın almak isteyenlerden peşinat … Devamı...

Rektörlük tehdit etmişti: Bir Boğaziçilinin mezun kartı iptal edildi

MEHMET BARAN KILIÇ @MehmetBaranKl [email protected] Boğaziçi … Devamı...

Hollanda’da sanat eserleri mercek altında: Nazi yağmalaması olabilir mi?

Hollanda'da meclis binasında 20 yılı aşkın bir süredir vekillerin nereden … Devamı...

Tutuklu meslektaşlarına destek için Ankara’da toplanan gazetecilere gözaltı

Diyarbakır’da tutuklanan 16 Kürt gazeteci için Ankara’da Ulus Meydanı’nda … Devamı...

Finlandiya’da NATO başvurusu parlamento onayını bekliyor
Yekta Kopan’ın özrü, Gezi’nin sızlayan kemikleri…

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1708 gündür hapiste

YAZARLAR

Dört yaşındaki Afgan çocuğun bir ismi de vardı…

Murat Sevinç

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

GÜNÜN 11’İ

Yılmaz Özdil: Gerçekti hayal oldu

Bahadır Özgür: Evcil’in ilmek ilmek ördüğü tezgâh

Murat Muratoğlu: Fotokopi çeker gibi para basıyorsan…

Mustafa Balbay: Saray da Meclis’te çoğunluğu kaybetme olasılığını göz ardı etmiyor

Can Ataklı: Saray medyası ‘dünya da çok etkilendi’ diye bir ayrıntı koymuş habere

Evren Devrim Zelyut: Hasar almadan 2023’ü görmelerine imkan yok

Yusuf Karadaş: Erdoğan’ın NATO’da Kürt pazarlığı

Yaşar Aydın: Muhalefetin önündeki birtakım sorular

Zeynep Gürcanlı: Ukrayna ve Rusya’nın boşluğunu doldurmak kolay değil

Akif Beki: Dodurga’yı alan Türkiye’yi de alıyor şu halde

Taha Akyol: Hangisine inanacağız?

‘Minyonlar çılgınlığı’ sinema salonlarına takım elbiseyle girişi yasaklattı

Ulusal Galeri’de ‘yapışkanlı’ iklim eylemi

Tekirdağ’da, ‘kunduru’dan 25 ton rekolte bekleniyor

Guns N’ Roses Glasgow konserini iptal etti

‘Cennete açılan kapı’dan atlayıp Kemaliye semalarında uçtular

12 yaşındaki çocuk istedi, dünyaca ünlü mimar çizdi: Özel tasarım köpek kulübesi

HBO Max daha gelmeden Türkiye’deki projelerini durdurdu

Ankara’nın seğmen kıyafeti tescillendi

Elliot Page paylaştı: Pasaport fotoğrafımı seveceğim hiç aklıma gelmezdi

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi