CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Bor ilçesindeki pazarı ziyaret etti. Vatandaşın alım gücünün azaldığını söyleyen Gürer, “Eskiden Bor pazarında iğne atılsa yere düşmezdi” dedi.
Ekonomik gidişattan etkilenen sadece vatandaş değil. Pazar esnafı da hem girdi maliyetlerinden dolayı yaşadıkları mağduriyeti hem de zam yapmamalarına rağmen vatandaşlara ürününü yine de satamamaktan dert yandı: “Ben yıllardır pazarcılık yaparım. Vatandaşın alım gücünün bu kadar düştüğü bir dönem görmedim. Vatandaşta para yok.”
Bir esnaf, vatandaşın alım gücüne dikkat çekmek için “Domatesi böldürüp almak isteyen bile var” dedi.
‘Kimsenin alacak hali yok’
Pazarda ürünlerini satamayan kadın esnaf Gürer’e şu ifadelerle dert yandı: “Kimse alışveriş için gelmiyor. Üzümün tam mevsimi, üç yıldır 5 liradan üzüm satıyorum ama kimse alacak hali yok. Her şeye zam var ama bu üzüm, üç yıl önce de 5 liraydı, şimdi de 5 lira, yine de alan yok. İlaç, elektrik, işçilik zam geliyor, bizim ürünümüz fiyatı yerinde sayıyor. Müşteri 5 liraya bile üzüm alacak durumu yok. İki kilo alacaksa, bir kilo alıyor. Bir kilo alacaksa ancak yarım kilo alabiliyor. Yani alacağını yarı yarıya düşürüyor.”
‘Fasulyeyi aldığım fiyata bile satamıyorum’
Niğde Elmalı köyünden kilogramını 5 liradan aldığı fasulyeyi, Bor pazarında aldığı fiyata bile satamadığı anlatan bir başka esnaf ise şöyle konuştu: “Ben 5 liraya aldığım fasulyeyi aldığım fiyata bile satamıyorum. Sabahtan bu yana üç kilo bile satış yapamadım. Bu ürünler çöpe gidecek. Bu iş yapılmaz hale geldi. Yapacak da başka işimiz yok.”
‘5 liraya satılan hıyar bu yıl 10 lira’
Geçen yıl 5-6 lira arasında satılan turşuluk hıyarı bu yıl yüksek maliyet artışı nedeniyle 10 liraya satmak zorunda kaldığını belirten bir başka pazarcı esnafı, girdi maliyetlerindeki artışa tepki gösterdi. Gübre fiyatlarının iki kattan fazla arttığını, ilaç ve diğer girdi maliyetlerinin de yarı yarıya artığını belirten pazarcı esnafı, girdi maliyetleri aşağıya çekilmeden vatandaşın eskisi gibi pazardan ürün almasının mümkün olmayacağını, esnafın da satış yapamayacağını ifade etti.
‘Domatesi böldürüp almak isteyen var‘
Pazaryerine gelen az sayıda müşterinin çoğunun alışveriş için değil merakından geldiğini söyleyen bir başka esnaf şunları söyledi: “Domatesi böldürüp almak isteyenler var. Biberi dahi nerede ise kestirip almayı isteyenler bile var. Vatandaş artık kiloyla sebze meyve almayı lüks sayıyor. Bugün sattığımız malın yerine yarın yenisini koyamıyoruz.”
‘Gübre ve ilaç fiyatlar düşmezse işimiz zor’
Bor pazarındaki bir bamya satıcısı ise kilogramını 17 liradan aldığı ürünü, 14 liraya ancak satabildiğine dikkat çekti: “İlaç, gübre, işçilik, sulama masrafı hat safhaya ulaştı. Üretici için gübre, elektrik, tohum ve ilaç fiyatları artıyor, iktidar gübre ve ilaç fiyatlarını düşürmezse işimiz zor.”
‘Ekim yapmayacağım’
Bir başka esnaf ise kendi mahsulü olan patlıcanı pazar yerinde maliyetine bile satamadığını, vatandaşın artık alım gücünün kalmadığını söyledi: “Geçen yıl 450 liraya aldığımı damlama sulama borusu, bu yıl 800 liraya çıkmış. Çiftçi nasıl üretim yapsın. Önümüzdeki yıl ben de ekim yapmayacağım. Bankaya olan borçlarım var. Tarlam ipotekli olduğu gibi muhtemelen icradan satılır. Domates ektim. Bu yıl gübre veremedim. Tezgahta ürünü maliyetine satamıyorum”
‘Daha önce böyle bir dönem yaşamadım’
Daha önce böyle bir dönem yaşamadığını söyleyen pazarcı esnafı, “Ben yıllardır pazarcılık yaparım. Vatandaşın alım gücünün bu kadar düştüğü, pazar yerlerinin bu kadar sakin olduğu, pazarcının ise ürününü aldığı fiyata bile satamadığı başka bir döneme şahit olmadık. Vatandaşta para yok. Pazara geliyor, geziyor. Zorunlu birkaç ürünü sınırlı miktarda alıp gidiyor” ifadelerini kullandı.
Vatandaşın dertlerini dinleyen Gürer şöyle konuştu: “İlaç, gübre, tohum, mazot, elektrik ve diğer girdi maliyetleri çok arttı. Maliyet artışları ister istemez tezgaha yansıdı. Ancak dar gelirli ve sabit gelirli vatanda, geçen yıl filesini doldurduğu para ile bu yıl filenin yarısını bile dolduramıyor. Vatandaş pahalılıktan şikayetçi, pazarcı aldığı fiyattan ürün satamadığından şikayetçi. Bir dokununca bin ah işitiliyor”