HDP’nin tutuklu eş genel başkanı Figen Yüksekdağ, cezaevindeki koşulların öç alma amacı taşıdığını belirterek, ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sistemine karşı yurttaşların aralarındaki ayrımlara rağmen ‘Hayır’da birleşmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Fotoğraf: HDP
Cumhuriyet’in sorularını yazılı olarak yanıtlayan Yüksekdağ, anayasa değişikliği teklifini, “İçeride ve dışarıda devam eden savaşla, OHAL-darbe koşullarında hedeflenen rejim değişikliğinin altyapısı oluşturuluyor. Bu durumda eğer geçişine izin verilirse başkanlık rejimi, kalıcı hale getirilen savaş, OHAL rejimi olacak” diye değerlendirdi.
‘Tehlikeyi önceden gördüğümüz için bugün bedel ödüyoruz’
Türkiye’nin önünün despotik rejim inşasıyla kesilmeye çalışıldığını ifade eden Yüksekdağ, tutuklanmalarının gerekçesinin de ‘tek adam rejimi’ne karşı olmaları olduğunu söyledi: “Tepeden tırnağa yasama, yürütme ve yargıyı belirlemeye muktedir ‘tek adam rejimi’ Türkiye tarihinin en hayati kırılma noktası olabilir. Bizler bu tehlikeyi çok önceden gördüğümüz ve engellemek için kendimizi ortaya koyduğumuzdan dolayı bugün bedel ödüyoruz.”
‘Ödenecek bedel varsa bugün ödemek gerekir’
Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Ama ödenecek bir bedel varsa bugün ödemek gerekir. Tekçi, diktatoryal rejim inşasına karşı bugün bedel ödemeyi göze alamayanlar, yarın her günü bir bedel olarak yaşayacaklar. Bunu sadece belli bir kesim için değil, birbirinden farklı bütün Türkiye halkları ve dahası böyle bir tekçi anayasaya oy vermeyi düşünenler için söylüyorum.”
‘Özgürlükçü cepheyi zayıflatmaya çalışıyorlar’
Anayasa değişikliğine referandumdan ‘Hayır’ çıkma ihtimalinin güçlü olduğunu kaydeden HDP lideri, “HDP’ye ve demokrasi güçlerine dönük operasyon ve darbeyle bu potansiyelin oluşturacağı özgürlükçü cepheyi zayıflatmaya çalışıyorlar. Ama bu darbelerle alınan yaraları ve rejim değişikliğini onaylamayanların ya da başkanlığa şüpheyle yaklaşanların aralarındaki ayrımlara rağmen ‘Hayır’da birleşmeleri mümkündür. Farklı gerekçelerle ‘Hayır’ diyenler kötü gidişi durduracak belirleyici bir irade olabilir” dedi.
‘Aldığım her nota el konuluyor’
Cezevinde tutuklu HDP’li vekillere yönelik tecrit uygulandığını aktaran Yüksekdağ, koşulları şöyle anlattı: “Ben kısa bir süre öncesine kadar koridorda tek tutuluyordum. Biz tutuklanmadan bir gün önce cezaevinde koca bir blok boşaltılmış. Gıyabımızda daha gözaltına alınmadan, mahkemeye çıkmadan, talimatla hazırlık yapılmış. Tabii bunların hepsi, bağırsak dahi sesimizin kimseye ulaşmaması için. Sonradan dışarıdan yapılan görüşmeler ve idareyle temaslarımız sonucu tecrit karar ve uygulamasının doğrudan Bakanlık ve Hükümet kaynaklı olduğunu öğrendik. Halen katı tecrit koşulları devam ediyor. Aynı zamanda avukat görüşme sınırlaması uygulanıyor. Görüşmelerimin tamamı kamera kaydı altında, görevli memur nezaretinde gerçekleşiyor. Avukatlarımın ya da benim görüşmede aldığım her nota el konuluyor.”
HDP lideri, şartları da ‘cezalandırma’ ve ‘öç alma politikası’ diye değerlendirdi.
Ne olmuştu?
‘Başkanlık sistemi’ni de içeren anayasa değişikliği teklifine ilişkin maddeler, Meclis’te kurulan komisyondan AKP ve MHP’lilerin işbirliğiyle 29 Aralık 2016’da geçmişti. Komisyona 21 madde olarak gelen teklif, 18 maddeye düşerken, değişiklik teklifi 9 Ocak’ta Meclis’te görüşülmeye başlamıştı.
Anayasa değişikliği teklifinin ilk turunda maddeler yedi gün içinde oylamaya sunulup kabul edilmişti.
18 Ocak tarihinde başlayan ikinci tur görüşmelerde ise, maddeler ve teklifin tümü yeniden oylanmış, görüşme ve konuşma yapılmamış, sadece değişiklik önergeleri ele alınmıştı.
Anayasa değişikliğinin ikinci turunda oylanan tüm maddeler yine AKP ve MHP’lilerin işbirliğiyle Meclis’ten geçmişti.