HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ahbap Derneği’ne çadır ve gıda sattığı için gündeme gelen Kızılay’ın önüne gidecelerini söyledi. Buldan, ‘helallik’ isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da “Bu halk size hakkını asla helal etmeyecek” diye seslendi.

Uzmanların yıllardır depreme hazırlık yapmamakla eleştirdiği iktidar, Kahramanmaraş depremlerinden sonraki organizasyon ve koordinasyon zaafı nedeniyle de hedefte. Eleştirilere hakaretle karşılık verse de dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, depremin ilk günlerinde istedikleri çalışmaları yapamadıklarını belirterek ‘helallik’ istedi.
Deprem sürecindeki eksikliklerde öne çıkan kurumlardan birisi Kızılay. Depremlerin üçüncü gününde, deposundaki çadırları depremzedelere göndermek yerine Ahbap Derneği’ne satan Kızılay’ın, çadır dışında gıda malzemesi olarak konserve de sattığı ortaya çıkmıştı.
‘Her felaketin sebebi’
Meclis’teki grup toplantısında konuşan Buldan, şunları kaydetti:
*Geleceğimizi enkaz altında bırakan depremler değil insan yaşamını hiçe sayan bu çürümüş talan düzenidir. AKP-MHP’nin ülkenin başına bela ettiği sistem yaşanan her felaketin sebebidir.
*OHAL kapsamında çıkardıkları bir kararnameyle Çevre, İklim ve Şehircilik Bakanlığı’na ormanları, meraları inşaata açmaya yetki verdiler. Yeni bir doğa talanı yapması başlatacaklar. OHAL kapsamında çıkarttıkları bütün kararlar deprem fırsatçılığıdır.
’72 saat sonra girebildiler’
*Görevi arama kurtarma olan AFAD’ın liyakatsiz atamalarla amacı dışında kullanılan bir kuruma dönüştürüldüğünü bu depremde bir kez daha gördük.
*Kurumun bütçesinin afet harcamalarından çok başka amaçlar için kullanıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Afet harcaması 3 milyar lira, hizmet binası için harcanan para 2,5 milyar lira! Deprem cihazına ayrılması gereken kaynakları tanıtım faaliyetlerine çarçur eden bir kurum yarattılar.
*İşte bu yönetim zihniyetinin bir sonucu olarak AFAD’ın Hatay başta olmak üzere deprem bölgelerine üçüncü ve dördüncü günde dahil olabildiğini, onu da eksik personelle yapabildiğini gördük. Bunun sorumlusu da bağlı olduğu bakanlık ve doğrudan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.
*Halkı enkaz altında bırakan ölüme soğu açlığa mahkûm eden bu iktidardır. Hızlı karar alınan bir sistem deyip allayıp pulladılar, hızları görüldü, deprem bölgesine 72 saat sonra girebildiler. Ama ekranları karartmakta, tehditte, yasakçılıkta, sosyal medyayı engellemekte, dayanışmaya kayyum atamakta hiç geri kalmadılar. Yaşamların karartılmasında yoklar ama düşmanlıkta tam bir organize halde olduklarını hep birlikte gördük.
‘Üniversiteleri derhal açın’
*Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz üniversiteleri derhal açın, öğrencilerin geleceğiyle oynamayın. Çıkıp bir de hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi pişkince konuştuklarına tanık olduk. Ufak tefek sorunlar yaşandı diye olayı geçiştirmeye çalıştıklarına tanık olduk. Bu depremde asrın yüzsüzlüğünü gördük. Bunların en son ne zaman utandığını hatırlayan yok. Çünkü bunlarda utanma yok.
‘Halk canını verdi daha ne versin!’
*On binler enkaz altında çığlık atarak can verdi, AKP genel başkanı helallik istiyor, bu halk size hakkını asla helal etmeyecek. Halk sizin yüzünüzden canını verdi daha ne versin!
*Sizi bu siyasi enkazdan liyakatsiz AFAD’ınız bile kurtaramaz. İstifa edeceksiniz ve hesap vereceksiniz. Siz halktan bir şey isteme konumuna değilsiniz, halka hesap vermek zorundasınız hesap da vereceksiniz.
*Hükümet istifa seslerine kulaklarınızı tıkayamazsınız. Yamanız gereken sorumluluğunuzu kabul ederek istifa etmenizdir
*Hükümetin küçük ortağı da çıkmış maçlar seyircisiz yapılsın diyor. Tek bildikleri şey yasakçılık. Seyircisiz maç, muhalefetsiz siyaset, denetimsiz bina, seçmensiz seçim, öğrencisiz üniversite, ekransız medya. Biz de diyoruz ki AKP ve MHP’siz bir Türkiye…