HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, dertlerinin ‘bakanlık koltuğu pazarlığı değil, Türkiye’yi tek adam rejiminden kurtarmak’ olduğunu söyledi.

Seçimlere iki aydan biraz fazla kala en önemli konulardan biri millet ittifakının adayı Kılıçdaroğlu’nun HDP oylarını ayıp alamayacağı.
Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olarak ilan edilmesinin hemen ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’dan bu yönde umut veren bir açıklama gelmişti. CHP liderine, “Hayırlı olsun. Görüşmeye bekliyoruz” diyen Sancar ‘demokrasi’ gündeminde mutabık kalınırsa kendisine destek verebileceklerini, böylelikle cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turdan bitirilebileceğini söylemişti.
Millet ittifakında yer alan dört partinin sözcülerinde de bu bağlamda Kılıçdaroğlu’na yeşil ışık yakılan demeçler verilmişti.
Dün akşam Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programına katılan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise olası CHP-HDP görüşmesi için şunları söylemişti: “CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bizim bulunduğumuz masaya asla getiremez.“
Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy’a konuşan HDP’li Oluç, partilerinin Kılıçdaroğlu’na açık görüşme çağrısına şöyle açıklık getirdi:
“Elbette Sayın Kılıçdaroğlu’nun takdiridir ama eğer Türkiye’deki bütün seçmenlerden oy istiyorsa, HDP seçmenlerinden oy istiyorsa, o zaman demokratik siyasetin bir gereği olarak HDP’nin önümüzdeki dönem için ne düşündüğünü, nasıl yaklaştığını, bir geçiş sürecinin nasıl olması gerektiğine dair fikirlerinin ne olduğunu öğrenmek, bunları konuşmak, değerlendirmek için bir görüşme yapması doğal olandır.
Biz bakanlık koltuğu pazarlığı veya bu gibi şeylerle uğraşan bir parti değiliz. Bugüne kadar böyle bir pazarlığımız olmadı, yarın da böyle bir pazarlık yapmayız. Biz öyle bir anlayışa sahip değiliz. Bizim derdimiz, mücadelemiz, Türkiye’nin tek adam rejiminden kurtulması, bir geçiş dönemiyle birlikte hem yerel anlamda hem merkezi anlamda güçlü bir demokrasiye ulaşılması için adımların atılması ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için bir zeminin oluşmasıdır. Biz bununla ilgileniyoruz. O yüzden bize pazarlık yapmışlar ya da yapacaklar, ‘Pazarlık yapmayız’ gibi lafların bize söylenmesinin bir anlamı ve karşılığı yok.”