T.C. laik bir ülkedir, bu ülkede kararlar fetvalarla alınmıyor, anayasa ve kanunlar devletin organlarını, organların yetkilerini, bu yetkiler içinde karar alma ve yürütmenin kurallarını belirlemiştir. Devletin içinde yer alan Diyanet’in de yetkisi “Halkı din yönünden aydınlatmak ve dini mekânları yönetmekten” ibarettir.
Hakkımda çıkarılan ve zaman zaman gündeme sokulan “saray fetvacısı” şeklindeki çirkin ifadenin aslı faslı ve gerçekliği yoktur. Ben bir fetvacı (müfti) değilim, saray da benden fetva sormaz.
Cumhurbaşkanımız ve ilgili bakanımız “mala el koyma” iddiası ve şayiasının asılsız ve ihanet olduğunu açıkladılar; bu da fetva ve uygulama niyeti olmadığının kesin delilidir.
Bu münasebetle cahil medya mensuplarına bir hususu daha hatırlatmakta fayda görüyorum:
Bugün ülkemizde yüzden fazla İlahiyat Fakültesi ve buralarda binden fazla İslâmî ilimler hocası vardır. Bu doktoralı hocalar birçok dini konuda araştırma ve inceleme yapar, bunları kitaplarda, dergilerde ve sitelerinde yayınlarlar. Bunların hiçbiri fetva değildir.