Kobani’deki durum ve barış sürecinin geleceği önümüzdeki günlerin en hayati meselesi olarak önemini korusa da bu olayların belirgin sonuçları netleşti diyebiliriz.
• HDP’nin Türkiyelileşme projesi, sokak olaylarının bıraktığı izler sebebiyle uzun süreliğine imkânsız hâle geldi.
• Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elde ettiği yeni oylar hızlıca eski sahiplerine geri döndü.
• Oluşturulmaya çalışılan yeni sol muhalefet tekrar Kürt hareketinin mevcut potansiyeline hapsoldu.
• 2015 seçimlerine barajı zorlayarak girmeyi ve bağımsız aday kontenjanına kıyasla AKP’den 30-40 milletvekili kapmayı hedefleyen Kürt hareketinin bu hayalini gerçekleştirmesi artık pek mümkün görünmüyor.
• AKP, kendisinden nefret eden Kemalist kesimlerle “bölücülüğe karşı” bir cephede saf tutabilir hâle geldi. Kürt düşmanlığı zirve yaptı.
• Kolluk kuvvetlerine, mevcut olan yetmezmiş gibi daha acımasız yetkiler verilmesinin yolu açıldı.
• “Vatan hainlerine karşı tedbir almak” sloganıyla, AKP kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı antidemokratik yeni düzenlemeler icat etmenin zeminini oluşturdu.
• “Ya bu sorunu çözeriz ya da yanar bu ülke” algısı batıda “tehdit ediliyoruz” öfkesine yol açtı, duygusal kopuş hızlandı.
• “Bir daha sokağa çıkanı vururuz” söylemi doğuda barışa olan inancı azalttı, eski devletin gönderdiği selam alındı.
• Tabanını sokağa davet eden HDP’nin kitlesini tanıdığı, olabilecekleri öngördüğü hâlde şiddet eylemlerini kriminalize etmesi, sokağa dökülen gençlerin kalbini kırdı, partiye olan güven sarsıldı.
Bütün bunlar olurken Kobani hâlâ katliam riski altında, sadece bütün dünya biraz daha meseleden haberdar oldu.
Yani son toplamda iyi olmadı…