Böyle sormadım tabii, hatta sordum bile diyemem, yalnızca dileğimi, özlemimi, düşümü dile getirdim, ikinci yüzyılında demokratik, halkçı, devrimci, sosyalist bir cumhuriyet olsun dedim! Dileklerimizi, düşlerimizi de devralacak birileri var şükür, yani o kadar da az ve yalnız değiliz, kızlarımız, oğullarımız, torunlarımız var!
O nedenle gözlerimiz açık gitmeyeceğiz! Kemal Özer’in Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya diye seslendiği, Ahmed Arif’in “her biri vazgeçilmez cihan parçası” dediği gençlerimiz var. Onlar başlarına geçirilmek istenen bu karanlığı yırtıp atacak kadar aydınlık ve kafalarının içine doldurulmak istenen hurafeleri, çağı geçmiş, küflü, gerici, fikir bile denilemeyecek saçmalıkları ellerinin tersiyle itecek ve bu safsataları yüzlerine çarpacak kadar da bilinçli.
İkinci yüzyılın ilk baharında yaşamaya başladık bunu, daha da yaşayacağız elbette. Baharın keyfini süren bundan vazgeçer mi? Masmavi gökyüzü dururken karanlığı ister mi? Hele kadınlar! Yeryüzünün yarısı ne demek, gökyüzü olan, pırıl pırıl kafalarıyla erkekleri sollayan açık fikirli kadınlar! Biz vazgeçsek onlar vazgeçmez gökyüzünün maviliğinden, açıklığından!