Kriz kapıda!
Büyük iş dünyası da, küçük iş dünyası da kötü gidişin çoktandır gayet iyi farkında.
Suyun yüzüne vurmaya başlayan belirtilerle yetinmeyip, kapalı kapılar arkasında belirtilen kaygılara kulak verilirse, durumun çok daha vahim, kriz beklentisinin çok daha yüksek olduğu anlaşılıyor.
Şunu bir kez daha yazın bir kenara!
Tayyip Erdoğan’ın açtığı yol, Türkiye’yi her geçen gün büyük bir krize doğru sürüklüyor.
İstikrarsızlığı her bakımdan derinleştiriyor.
Bu noktayı vurgulamak felaket tellallığı yapmak değil, çıplak bir gerçeği teslim etmektir. Kötümserlik değil, gerçekçiliktir.
Bu nedenledir ki: Memleketini seven… Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü önemseyen… Özgürlük yolundan kopmak istemeyen… Laikliğin özgürlükçü bir hayat tarzı olduğunu bilen… Ancak bütün bu değerlere sarılarak Türkiye’nin önünün açılacağını gören herkesin ‘uyarı görevi’ni yüksek sesle yapması gereken günlerden geçiyoruz.
Yarın çok geç olabilir!