Kültürel aşağılık duygusuna bağladığım cahilce bir tutumla biz yıllardır bu yarışmaya katılmıyoruz. Oysa gözler alıştıkları Türkiye’yi arıyor.
Neyse ki bu kez bizim coğrafyanın alaşımını Yunanistan adına katılan Zari adlı şarkı şarkı temsil etti. Genç şarkıcı Marina Satti bizim buralardan, fıkır fıkır, cıvıl cıvıl bir kızdı. Şarkı, dümtekler, halay, mendiller… Pekala bizim ekibimiz de olabilirdi. Nitekim, finale kalmasının ardından yapılan kutlamada Türk ve Yunan bayrakları ellerdeydi. Satti bizim cühelanın bir türlü anlamak istemediği gerçeği dile getirdi: Kültürlerin sınırları ille siyasal sınırlarla örtüşmez.
Eurovision şarkı yarışmalarının politikleşmesinden yakınılır. Bence günümüzün tuhaf siyasi atmosferinde bu kaçınılmazdır, çünkü çok parçalı yeni dünyada insanların dikkat çekebilecekleri aydınlatılmış sahnelere ihtiyacı vardır. Çıkıp bağırıp çağırırlar. Pilavdan kaçanın kaşığı kırılsın demekten başka çare yoktur.
Bu arada son yıllarda sık sık olduğu gibi ön plana çıkartılan cinsel marjinallik mesajları olsa olsa Avrupa’nın felsefi yorgunluğuyla açıklanabilir.
Bizim için en kötüsü hem Avrupa’lıyım deyip hem de kaçak oynamaktır! Daha doğrusu, kalkıp oynamamaktır.