Dememiz odur ki maksat malumdur; yani bunca yıldır neredeyse muhalefetten münezzeh, karışanı görüşeni olmamış nihayet tekleşmiş iktidarın; muhalefetini kendi doğurmuş, isyan edince tepelemiş partinin; sokağa çıkmış kitlelerin karşısına pek öfkeyle çıkmış şimdilerde ise “bizi kandırdı hayal kırıklığına uğrattı” deyip boyun bükerek “self critique” yolunu tutmuş koca koca adamların kadınların desteğini de alarak pervasız hükmetmiş siyasetin ömrünü tamamladığını, pili tükettiğini, malzemesinin kalmadığını, yüzde 60’ları bulan seçmen kitlesini kaybettiğini, fesli sarıklı sine-i ümmetine ricat ile ve dahi hilafet hülyası ile onları harekete geçirerek ömrünü uzatma manevrasına girişme ihtimalini de hesap ediyorsak; demokrasi marifetiyle vazifeden azat edilmesi her türlü rivayetin dışında hakkımız, haklı maksadımız olmaz mı?
Cümle uzun olduysa 18 yılın hülasasıdır, affola…
Gerçi bu noktada “yahu gelmiş yerleşmiş, oy moy umrunda değil, bir yolunu bulacak, imkânları zorlayacak, gitmeyecek” diyenler de az değil. Bu moral bozucu rivayetin hakikat olup olmadığını yaşayıp göreceğiz; lâkin görüp yaşarken öyle beklemekle olmaz, hakikatin farklı tezahür etmesi için çalışmak, yüksek sesle bağırmak, artık feryat etmek gerekmez mi?