Türkiye’de kimsenin kimseyi gırtlağına bıçak dayayarak çam ağacı süsleyeceksin, içki içeceksin, 31 Aralık gecesi kuruyemiş yiyip televizyonlarda yayınlanan eğlence programlarına alkış tutacaksın diye tehdit ettiği yok. İnancına uygun bulmayan, milli ve manevi değerlerinin bu şekilde sarsılacağını düşünen biri yılın son gününe özel bir anlam atfetmek zorunda değil. Ne münasebet. Laik devlet, yurttaşların tam da bu özgürlüğünü güvence altına almak için var. Ve fakat devletin bir kurumu olan Diyanet ne yapıyor? Yılbaşı kutlanmamalı diyor. Kutlayanları, kültürü ve medeniyeti yozlaştıran kişiler olarak yaftalıyor. Müslüman olmayan yurttaşları da yok sayıyor.
Diyanet, geçen yıl yayınladığı hutbede diğerlerden farklı olarak bu kez yılbaşı kutlamalarının zararından sakınılması gereken bir hedef kitle belirlemişti. Çocuklar ve gençler. “İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim.” Diyanet, henüz 2023 yılının son cuma hutbesini yayınlamadı. Ama Millî Eğitim Bakanlığı’nın, yılbaşına bir ay kala, 27 Kasım tarihinde il milli eğitim müdürlüklerine gön-derdiği yazıda, özel okullarda düzenlenecek etkinliklerin “Türkiye’nin örf, adet ve geleneklerine uygun olarak düzenlenmesini, milli kültür ve değerlerle uyumlu olmayan etkinliklere yer verilmemesini” istediği ortaya çıktı.