Yazılı adıyla dezenformasyon, açık göstergeleriyle sansür yasası ivedilikle yürürlüğe girdi. Bartın’ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında meydana gelen grizu patlamasının ardından sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek halkı kin, nefret ve düşmanlığa alenen tahrik edip provokatif içerikli paylaşımlarda bulunduğuna kanaat getirilen 12 (şimdilik) hesap hakkında adli işlem başlatıldı. Hukukçuların ucu açık, muallak ifadeler taşıdığını söylediği yasaya dair getirdiği eleştirilerin başında 29’uncu madde geliyor. Deniyor ki o şıkta, “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Bartın’daki maden ocağıyla ilgili Sayıştay’ın TTK 2019 yılı denetim raporunda, “müessesenin dengelenmiş üretim derinliğinin -300 metre olduğu ve bu derinleşmenin grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerini artırdığına” dair uyarısını hatırlattı. Bu, üç yıldır süren ve önlem alınmamış açık bir ihmalin göstergesi elbette. TTK, Sayıştay raporundaki “patlama riski öngörüsüne” dair ifadelerin yer aldığı haberlerle ilgili ‘dezenformasyon’ açıklaması yaptı. Kelimenin, yasayla birlikte hızla resmi açıklamalarda kendine yer bulması, önümüzdeki sürece dair önemli bir vurgu. Adaletsizlik, maalesef ki deneyim kazandığımız bir alan. Büyük riskleri çokça hazırlıksız karşılayan, dolayısıyla felaket ve acıların yaşanmasına sebep olduğu gibi, sorumluları da istikrarlı bir cezasızlıkla koruyan iktidar dezenformasyonun gerçek kaynağıdır.