Peker’in 90’ların hikâyesinin bugüne uyarlanmış yeni versiyonunu anlatırken gördüğümüz şu: Geçmiş, devlette devamlılık esastır ilkesi gereği, eski VHS kasetinden hiç bozulmadan, bulut hesabına aktarılmış.
Aynı hikâye, farklı zamanlarda, farklı kişiler tarafından, değişik şekillerde anlatıldı.
Bu kez tatmin edici bir final isteniyorsa, toplumsal tepkinin yükselmesinden başka çare yok.
Aksi halde temanın değişmediği ama olayların çeşitlendiği hikâyeleri dinlemeye devam edeceğiz.
Anlatılanların gerçek olduğuna dair şüpheleri artıran bu eylemsizlik ise sistemi kilitlemiş halde.
Çünkü hikâyenin sonunda adil bir final görmek isteyen halk, yargısını medyasını, meclisini… yani kendi hakkını yönetmesine, korumasına olanak tanıyan bütün gücünü tek bir ele teslim ettiğinden, suçun, çamurun içinde el başta oturuyor bugün.
Yalnız, kendi için “Ben mesih değilim” diyen birinden bile, düzen değişsin diye kahraman/kurtarıcı çıkarmaya çalışanlar için, o beklenen final hiç gelmeyecek.
Bu suç düzenini yıkmasını, kuranlardan bekleyecek kadar delirmiş olmadığımızı umuyorum.